Sosyal çürüme

Uzun zamandır aldığımız haberler, seyrettiğimiz sahneler neredeyse duyduğumuz tüm hikayeler hep aynı…

İki ayı geçen ve ülke gündemini derinden etkileyen fenomenler, birtakım kişilere güvenilerek vadedilen yüksek kar getirili gizli fonlar, akla hayale sığmayacak dolandırıcılık faaliyetleri, sahte faturalar, stadın tam ortasında hakem dövmeler…

Tam bir sosyolojik vaka “sosyal çürümenin” ne olduğunu gelin yazımızda birlikte değerlendirelim…

Hafta sonu sokak gazetesinde röportaj yapılan bir kadın kendisine sorulan soru üzerine şunları söyledi: bence içinde bulunduğumuz durumun başka bir gerçekliği var. Bu gerçeklik iktisadi gerçeklik değil sosyal çürüme var diyerek şunları ekledi sözlerine dünya tarihi iktisadi olarak ne kadar güç duruma düşse de her zaman toparlanabileceğini ve etik değerlere olan inancın kaybedilmemesi gerektiğini söyledi…

Ne kadarda güzel söyledi…

Nedir etik değerler peki, kanunlar tarafından sınırları belirlenmiş davranışların dışında kişinin, toplumun kendisine olan güven ve beklentisine uygun olarak hareket edebilmesidir.

Evet hukuk devletlerinde kanunlar bireylerin nasıl hareket etmesi gerektiğini belirler ancak bunları uygulayıp uygulamamak yani kendisini kanundan, nizamdan üstün göstermeye çalışan sahte profilli kimseler şu an tüm dünyada olduğu gibi içinde yaşadığımız toplumda da ne yazık ki daha önce hiç olmadığı kadar kendini göstermekte.

Bir avukatın adliyede savcının çalışma ofisinden paylaşımda bulunması ne kadar meslek etik kurallarına uygun düşmemekteyse ya da ben devletimden bir kuruş vergi kaçırmam deyip milyonlarca liralık vergi borcu olduğu ortaya çıkıyorsa yada kimse bana dokunamaz ben istersem hakem döverim istersem söverim tarzındaki hal ve hareketler ile kayıt dışı para kazanabilmek için bankacılık sistemi içinde sanki alternatifli bir kazanç sistemi varmış gibi insanların güvenini kazanarak onları dolandırmak aslında hak edilmeden bir yerlere kolayca gelen kimselerin etik değerleri nasıl çiğnediğini gösteren birer veciz örnek.

Para elbet kazanılır, rızkı veren Allah insanların canını almadığı sürece onlara yiyecek bir ekmek içecek bir su muhakkak verecektir. O halde değer mi bu kadar değersizleşmeye, değer mi bu kadar kulun hakkını yemeye, bu kadar insanın vicdanında türlü sebepler ile mahkûm edilmeye değer mi hiç…

Peki bu sosyal çürümeden nasıl mı kurtuluruz?

İyiye olan inancımızı hiç kaybetmeden, ahlak ve vicdan sahibi olan insanlarla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mustafa Zafer Arşivi