Dr. İlkut Taha Taslı

Dr. İlkut Taha Taslı

Suriye PKK’sı, El Hol Kampı Üzerinden Meşruiyet İnşasına Çalışıyor!

El Hol kampı, Suriye’nin kuzeyinde terör örgütünün kontrol ettiği alanda bulunan bir kamp. Bu kampta DEAŞ’lı teröristler ve aileleri kalıyor. Burada yaklaşık 60 bin kişinin bulunduğu tahmin ediliyor. Bunların içinde 30 bin Iraklı, 20 bin Suriyeli ve 10 bin kadar diğer ülke vatandaşlarının olduğuna ilişkin değerlendirmeler de var. Ayrıca Avrupa ülkelerinden gelmiş binden fazla DEAŞ mensubu olduğu vurgulanmalı. Çoğu Batılı ülke, bu vatandaşlarının ülkelerine geri dönmemesi için Suriye PKK’sı ile irtibat halinde.

Yani El Hol’de geleceği belirsiz geniş bir kitle var! İçlerinde teröristler de var. Suriye PKK’sı ise DEAŞ’lı teröristleri ve ailelerini silahlı ve siyasi faaliyetleri için araçsallaştırıyor. Bu yazıda siyasi bağlamdaki araçsallaştırmayı konu edeceğim.

Bilindiği üzere bu senenin başında, Suriye PKK’sı kendi kontrolünde bulunan El Hol Kampına yönelik “insanlık ve güvenlik operasyonu” adlı sözde asayiş faaliyeti başlatmıştı. Hatta 4 Şubat’ta El Hol Kampındaki Ezidi bir kadın ve çocuklarının YPJ (Suriye PKK’sının kadınlardan oluşan silahlı unsuru) tarafından serbest bırakıldığı açık kaynaklara yansıdı. Yani daha örgüt tarafından önce tespit edilememiş olan Ezidi bir ailenin bu operasyonda tesadüfen fark edildiğini söyleyebiliriz.

Geniş bir perspektiften baktığımızda terör örgütü, El Hol Kampı’ndaki DEAŞ mensupları üzerinden devlet olma niteliğini haiz görev ve yetkiler kullanma arayışında. Bu kapsamda bahse konu kampa sözde “iç güvenlik birimlerince operasyon” yapılması ve “yargılama” faaliyetine yönelik çabalar, örgütün kendisini “meşru bir siyasal aktör” olarak gösterme çabalarının bir yansıması.

Buna ek olarak, terör örgütü bu kişilerin yargılanmasına özgülenmiş uluslararası mahkeme kurulması hususunu sürekli gündemde tutmaya çalışıyor. Geçmiş dönemlerde örgütün kamptaki DEAŞ’lıları kendisinin yargılayacağına ilişkin “karar” aldığına yönelik açıklamaları ya da uluslararası bir mahkeme kurulması şeklindeki çağrıları da bu bağlamda hatırlanmalı. Örgüt, uluslararası yargılama süreci vasıtasıyla makuliyet katmanlarını artırmaya çalışıyor.

Suriye’de halihazırda etkin otorite yokluğu olgusu söz konusu. Suriye Arap Cumhuriyeti devleti, ülkesinde geçici olarak etkinliğini kaybetmiş durumda. Bu nedenle de yargılama yetisini olması gerektiği gibi kullanamıyor. Ancak otorite yokluğunun -en azından teorik düzeyde- Suriye’nin yargılama yetkisine halel getirmediğini uzmanlar söylüyor.

Terör örgütü ise bu tartışmalı durumu “El Hol’deki DEAŞ’lılar için uluslararası mahkeme kurulsun” ve “bölgesel yönetim olarak yargılamalara başlayacağım” yönündeki faaliyetleriyle işlevselleştirmeye çalışıyor.

Etkin otorite boşluğu durumlarında Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yetkisi, Guantanamo modeli yargılama, ad hoc ve hibrid mahkeme modeli ya da kamptakilerin iadesi gibi olasılıklar söz konusu. Ayrıca El Hol’deki DEAŞ’lıların yargılanması için Irak’ın teklifi olduğunu da biliyoruz. Bunların her biri artısı ve eksisiyle tartışılabilir.

Ancak hem terör örgütünün faaliyetlerinin akamete uğratılması hem de Suriye Arap Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milleti ile bütünlüğünün tesis edilebilmesi kapsamında Suriye’nin yargılama yetisinin pekiştirilmesinde seçeneği görece makul görünüyor.

Bunu söylerken şunu da unutmamalıyız: mevcut Şam yönetiminin insan hakları ve savaş suçları sicili bozuk. Ayrıca uyuşturucu kaçakçılığı da ayrı bir mesele. Farklı boyutları olan bir meşruiyet sorunu olduğu ortada.

Sonuç olarak, bu tarz siyasi içerikli yargılamaların normal ve meşru bir yönetimin Şam’da iktidarda olduğu dönemde gerçekleştirilmesi hem Suriye’nin bütünlüğü hem de adaletin tesisi açısından normatif bir adım olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. İlkut Taha Taslı Arşivi