23 Şubat’ta PKK/KCK terör örgütü açısından önemli “gelişmeler”den biri Twitter’da (yeni adıyla X) yaşandı. Terör örgütü’nün Suriye’deki silahlı uzantılarından YPG’nin hesabı @YPGinfo, Twitter’dan “altın onay” (“sarı tik” de diyebiliriz) aldı.

[Bu arada terör örgütünün Suriye uzantısı, siyasi kanatta PYG/SDM, silahlı kanatta YPG/SDG’dir. Bunlara kısaca Suriye PKK’sı denmesini öneriyorum.]

Twitter’ın premium, altın ve gri onay uygulaması bir süredir ilgi çekiyor. Bu uygulama esasında ücretli. Twitter nezdindeki adı “onaylı kuruluşlar” şeklinde. Bu uygulamanın temel özelliği Twitter’da daha fazla görünür olma imkânı sağlaması. Twitter algoritmaları, ücretini ödeyip onaylı kuruluş olan hesapları ve paylaşımlarını öne çıkarıyor.

Daha detaylı bakıldığında onaylı kuruluşlar ikiye ayrılıyor. Birinci grup, resmi işletme veya kâr amacı gütmeyen kuruluşlar. Twitter, bunlara altın onay işareti ve kare avatar sağlıyor.

İkinci grup ise resmî kamu kurumu veya çok taraflı bir kuruluşlardır. Bunlar, gri onay işareti ve kare avatar alıyor.

Dolayısıyla bu aşamada YPG terör örgütünün Twitter’dan altın onay alması, açıkça kamu-devlet kurumu olarak nitelendiği anlamına gelmiyor. Ancak hesabın kendisi ve paylaşımları daha ön planda olup daha çok görünecek, görüntülenecek.

Öte yandan @YPGinfo hesabına baktığımızda “Bu hesap, X'te resmî bir kuruluş olduğu için onaylı.” şeklinde standart bir bilgi kutucuğu görüyoruz. Altın onay almış her hesap için standart olsa da terör örgütü bağlamında kafa karışıklığa neden olabilecek bir açıklama söz konusu.

Bu durum esasında derin bir tehdit içeriyor. Zira bu altın onay, YPG’nin terör örgütü olduğu hususunda yeterli bilgisi olmayan ya da tereddütlü olan dünya çapındaki sosyal medya kullanıcıları için örgütü makul ve/veya meşru gösteren bir rol oynayabilir. Terör örgütünün dünya çapında geniş kitleler nezdinde edineceği olumlu imaj, ülke siyasetlerine de yansıyabilir.

Bu noktada şu uyarıyı tekraren yapayım: YPG’nin Twitter’dan aldığı “altın onay”, genel olarak terör örgütünün uluslararası meşruiyet arayışı sürecinde; mensupları, ideolojisi ve kurumlarıyla makulleş(tiril)mesine “katkı” sağlayan gelişmeler zincirinin yeni bir halkası. Ayrıca bu etkileşimler, PKK/KCK’nın ideolojik-teorik varlığını “haklı” göstererek ona bilişsel güvenli alan sağlıyor ve örgütsel umutları canlı tutmaya yarıyor.

Buna ilaveten terör örgütüne mensup/müzahir kişilerin “altın onay” meselesine bakışı da ilgi çekici. Örgütsel hesaplarda “demokratik modernitenin kapitalist moderniteyi yendiği” şeklinde propagandalar öne çıkıyor. Yukarıda değindiğim “bilişsel güvenli alan” algısı, bu tarz iç propagandalarla pekiştirilmeye çalışılıyor.