PKK -sözde- Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan, 21 Şubat günü yayınlanan açıklamalarında yaklaşan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve Nevruz’un kitlesel gösteriler için kullanılacağı iddia etti.

Kalkan “... Newroz en güçlü eylem günü haline gelebilir. 15 Şubat Komplosu protestosunu kat kat aşan, 10 milyonları kapsayan bir Newroz etkinliği tüm dünyada geliştirilebilir. 4 Nisan var, 1 Mayıs var. Mücadele için önemli günler var. Bunlar değerlendirilecek. Bu anlamda önümüzdeki süreçte gelişmeler olacak…” ifadesiyle örgütün sözde önemli günleri vasıtasıyla sürekli bir kitlesel eylem ortamı amaçladığı tekraren beyan etmiş oldu.

Bu noktada terör örgütünün propaganda takvimine yakından bakmakta fayda var. 15 Şubat Öcalan’ın Türkiye’ye getirilmesi, 21 Şubat Dünya Anadil Günü, 8 Mart Kadınlar Günü, 21 Mart Nevruz, 21-28 Mart sözde Kahramanlar Haftası, 4 Nisan elebaşı Öcalan’ın doğum günü, 1 Mayıs İşçi Bayramı, 4 Mayıs Tunceli/Dersim Olayları başlangıcı gibi sembolik günlerin terör örgütü tarafından mensup/müzahir kitleyi mobilize ve motive etme amacıyla araçsallaştırılacak yakın dönem tarihler olduğunu söyleyebiliriz.

Bu “önemli günlere” ilavede bulunmak gerekirse 29 Haziran Öcalan için idam kararı verilmesi ve Şeyh Sait’in idamı, 30 Haziran terör örgütünün mensubu Zeynep Kınacı ile gerçekleştirdiği ilk intihar eylemi, 19 Temmuz Arappınarı’nın PKK tarafından DEAŞ’tan alınması, 15 Ağustos ilk terör saldırısı, 9 Ekim Öcalan’ın Suriye’den çıkarılması, 27 Kasım örgütün kuruluşu, 28 Aralık Şırnak/Ortasu Köyü (Uludere) hadisesi gibi tarihler de terör örgütünün sembolizm atfederek öne çıkardığı tarihler arasında. Başka tarihler de var elbette. Geniş bir açıdan baktığımızda, tarihlerin bütün bir yılı kapsayacak şekilde seçildiğini görüyoruz.

Bu tarihler arasında özellikle Nevruz’un örgüt propagandasında araçsallaştırıldığını vurgulamalıyım. PKK’nın kuruluşundan bu yana tarihi mitler, destanlar ve kişilikler temelinde bir propaganda icra ettiği gözlemliyoruz. PKK’nın referans verdiği tarihsel anlatılar arasında Mem u Zin, Demirci Kawa Efsanesi, Dım Dım gibi destanlar yer alıyor. Örgüt, bunlar üzerinden tarihî-kültürel Kürtlükten farklı olarak inşa etmeye çalıştığı “PKK’lı Kürt kimliğini” öne çıkarıyor. Nevruz da bu bağlamda işlevselleştiriliyor.

Örneğin, PKK’nın üç grupla gerçekleştirdiği Şemdinli-Eruh saldırısındaki gruplardan birinin adı “21 Mart Silahlı Propaganda Birliği” idi. Bir başka örnek olarak PKK’nın il-ilçe bazlı ayaklanma girişimi 21 Mart 1992’de yaşanmıştır. Örgütün ürettiği tarihyazımı da bunun bir örneğidir. PKK, 2000 öncesindeki metinlerinde Kürtlerin kökeni noktasında Medleri temel alıyordu ve kendini “Yeni bir Med Hareketi” olarak sunuyordu. Medlerin Asurlulara karşı 300 yıl özgürlük mücadelesi verdiğini iddia eden örgüt, mücadelenin kurtuluş günü olarak da Nevruz’un kutlandığı iddia ediyordu. Örgütün Nevruz’a yüklediği anlamlardan biri bu bağlamda seçilmiş zafer olarak da ifade edilebilir.

Örgüt, Nevruz’u politik bağlamda Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik “isyan”ın başlangıcı olarak nitelendiriyor. Nevruz teması her sene “yeni bir zafer ve yeni bir diriliş” olarak mensup ve müzahir kitleye lanse ediliyor.

Terör örgütünün propaganda takvimindeki bu sembolik gün ve haftalar, yaklaşan yerel seçimler bağlamında da işlev sahibi. Bu tarihlerde yapılan, özünde örgütsel olan ancak legal mecralarda düzenlenen etkinlikler, seçim sürecinde hedef ve/veya müzahir kitleyi motive ve mobilize edebilmek işleviyle de dikkati çekiyor.