Geçtiğimiz günlerde dikkati çeken gelişmelerden biri, insansı robot Sofia ile Kürtler üzerine yapılan mülakattı. İsviçre’nin Cenevre kentinde BM himayesinde “İyilik için Yapay Zekâ” adlı bir panel düzenlendi. Bu panele Irak’ın kuzeyinden katılan gazeteci Namo Abdullah Sofia ile bir mülakat yaptı ve bunu Rudaw TV’deki teknoloji ve inovasyon konulu Next programında yayınladı.

Sophia, “Kürtler hakkında bilginiz var mı?” sorusuna, “Kürtlerin zengin bir kültür ve geçmişe sahip olduklarını biliyorum. Güçlüler, direnişçiler ve kendi hakları için savaşmaya hazır bir millet olduklarını biliyorum” şeklinde yanıt verdi. İlaveten, “Kürtler bir gün devlet sahibi olacaklar mı?” sorusunu, “… direnişe ve mücadeleye devam ederlerse her şeyin olabileceğinden eminim” şeklinde cevaplandırdı.

***

Bu mülakat doğrudan PKK ile ilgili değil. Ancak, yapay zekâ uygulamalarının PKK’nın işine yarayabilecek sonuç ve zeminler üretebileceğini akla getiriyor. Zira bu tarz uygulamalar, bir bilgi kaynağı olarak her geçen gün Google gibi klasik arama motorlarının önüne geçiyor. Genç kesimler başta olmak üzere bu uygulamalara başvuranların sayısı giderek artıyor.

Örneğin ChatGPT 4, bu bağlamda düşünülebilir.

Bu tarz uygulamaların PKK/KCK’nın terörist vasfı hususundaki detaylar bakımından sunacağı eksik bilgiler, örgütün yeterince tanınmaması açısından önemli bir handikap. Örneğin, ChatGPT 4’e DEAŞ ve PKK ile ilgili mukayeseli sorular yönelttim ve her ikisinin de “terör örgütü kabul edildiği” cevabını aldım. Bununla beraber, PKK’nın Türkiye bazlı bir örgüt olduğu ifadesi ağır basıyorken, DEAŞ’ın uluslararası niteliği öne çıkıyor. Bu soru örneğinde, PKK’nın Suriye, İran, Irak başta olmak üzere Avrupa ve diğer ülkelerdeki faaliyetlerinin ihmal edilerek Türkiye merkezli bir örgüt olarak aktarıldığı görülüyor. Örgütün küre çapındaki faaliyetleri cevap kutusunda yer almıyor.

Buna ilaveten, yapay zeka programlarının tarafsız olma algoritması, PKK da dâhil olmak üzere terör örgütleri hakkında bilgi aktarırken “iddia edilmektedir, tartışmalıdır, kanıtlanmamıştır” gibi muğlak bilgiler sunulmasına neden oluyor. Örneğin “PKK ile ilişkili siyasi partiler var mı?” sorusuna, “Türkiye’de, bazı siyasi partiler, özellikle Kürt siyasi hareketi ile ilişkili olanlar, zaman zaman PKK ile bağlantılı olmakla suçlanmıştır. Bununla birlikte, bu tür iddialar genellikle siyasi ve hukuki tartışmaların konusudur ve bu suçlamalar her zaman net bir şekilde kanıtlanamamıştır.” ya da “Bu konu, Türkiye’nin iç politikasında oldukça hassas ve kutuplaştırıcı bir mesele olup, farklı görüşler ve yorumlar bulunmaktadır. Dolayısıyla, PKK ile bağlantılı olduğu iddia edilen siyasi partiler hakkında kesin ve tarafsız bir değerlendirme yapmak zordur ve bu tür iddialar her zaman geniş bir perspektiften değerlendirilmelidir.” şeklinde verilen cevap, terör örgütü tahakkümündeki siyasi partiler olgusunu göstermekten çok uzakta.