Uzm. Psk. Derya Yalçınkaya

Uzm. Psk. Derya Yalçınkaya

‘Sesimi Duyan Var mı?’ dedi çocuk

Çocukların en temel ihtiyaçlarından biri kuşkusuz bütün duygularını ifade edebilme özgürlüğüdür. Beynimizde belli duygu merkezleri var; bunlar öfke, üzüntü, mutluluk, sevgi, iğrenme, korku, şaşkınlık hatta utanç… Bu duygular ile var olmuşuz. Bir çocuk gelişimi sırasında bu duyguların hepsini deneyimleyecektir. Bu duyguları sağlıklı ifade edebilmeli ve bu ifadenin yetişkin dünyası tarafından anlaşılıp benimsenmesi sağlanmalıdır. Eğer bu olmaz ise duyguları biriktirmeye, hatta uyum sağlayabilmek için kendimizden kopmaya başlarız. Böylece öfkeyi nasıl sağlıklı ifade edebileceğimizi de bilemeyiz.

Bilinen ezberlerin aksine öfke sağlıklı bir duygudur. Yani sağlıklı öfkenin olumsuz bir yanı yoktur. Sağlıklı öfke şunu der: ‘Benim alanıma giriyorsun, alanımdan çık!’. Hayvanlar aleminde de bu vardır. Bir hayvanın alanına girdiğinizde öfke gösterisi ile karşılaşırsınız. Bunun adı sınır koymaktır. ‘Benim alanımdasın, buradan çık!’. Bu durum hem fiziksel hem de duygusal alan için geçerlidir. Sağlıklı öfke Hayır’dır ama aynı zamanda kendinize de Evet demektir. İnsanlar sağlıklı öfkeyi yaşayamadıklarında tüm ilişkilerinde sorunlar yaşamaya başlarlar. Yetişkinler tarafından anlaşılıp, onaylanıp saygı göremediklerinde bu duyguyu bastırmaya başlarlar. Dolayısı ile bastırılıp sıkışan tüm duygular günü geldiğinde patlayan bir volkan kadar tehlikeye açıktır.

Bir örnek vaka ile daha net açıklayalım: iki kardeş kendi aralarında tartışır ve anne çıkan seslere ithafen olaya müdahale etmek ister. Annelik koruyucu iç güdüsü ile büyük kardeşe kızmaya ve neden kardeşini korumadığını ifade eden sözlerini kullanmaya başlar.

Anne: ‘Ben sana demedim mi kardeşini bir daha ağlatmayacaksın, onu hep koruyacaksın!’ diye.
Küçük çocuğun bu durum hoşuna gider ve gülümseyerek: ‘Ya gördün mü annemde beni haklı buldu’ der.
Büyük çocuk olaya üzülür ve odayı terk eder.

Böyle bir durumda yaklaşım asla bu şekilde olmamalıdır. Çünkü korumaya ya da küçük çocuğun sorumluluğunu büyük çocuğa vermeye çalışmak bu şekilde bir tutumla değil, iki çocuğu karşınıza alıp önce olayı tek tek onlara anlattırıp kendilerini ifade etmeleri sağlanmalı ve duygularını aktarmaları için fırsat verilmelidir. Haklı olan sizin bildiğiniz bir evladınız olsa da onlara tanıdığınız alan ile ifade özgürlüklerinin olduğu bu şekilde aktarılmalıdır. Aksi halde koruduğunuzu sandığınız küçük çocuğunuz, sürekli arkasını kollayan birilerini hayatı boyunca arayacaktır. Büyük çocuğunuz ise yapılan bir haksızlık olduğunu düşünüp, içine attığı duygusu ile bir gün yoğun bir patlama yaşamaya hazırdır… Tam olarak müdahale ettiğiniz an çocukların öğrenmeye en hazır oldukları andır. Tutumunuz yarın çocuklarınızın tepkilerini nasıl vereceklerini şekillendirdiği unutulmaması gereken en önemli noktadır.

Duygularımız ile varız. Gün içinde birçok duyguyu misafir eder ve sonra uğurlarız. Nasıl ağırladığınız nasıl uğurladığınız ile şekillenir. Hayatı sizden öğrenen bir masum, bugün ki tepkilerinizin nasıl olması gerektiğinin en kıymetli kanıtıdır… Bir çocuk bir dünyayı değiştirebilecek güce, bu algı ise sizin bir çocuğa nasıl yaklaşmanız gerektiğini aktaran bilgiye sahiptir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Uzm. Psk. Derya Yalçınkaya Arşivi