Uzm. Psk. Derya Yalçınkaya

Uzm. Psk. Derya Yalçınkaya

Kaybın ardından

Bir gün bir cenazede eşini kaybeden bir kadının çok kötü bir halde olduğunu gördüm. Şahit olduğum diyalog ise: ‘Kadın çok kötü durumda, keşke bir sakinleştirici verseler.’, başka biri ise: ‘Yok yok, acısını yaşamalı, bununla yüzleşmeli!’ diyordu. Çok yaygın bir davranış olan bu söylemi, duygularımızla yüzleşmemiz gerektiği inancı ile kullanıyor birçok kişi… Peki, bu inanış yas sahibi kişi için doğru mudur? Herkes yas sürecini aynı mı yaşamalıdır? Kaybın ardından kalan kişi nasıl sağlıklı tepkiler verebilir? Bunun gibi akla gelen birçok soru için kayıp ve yas terapisi çalışan bir psikolog olarak duyduğum, gördüğüm ve aslında inandığım tüm doğruları bir kenara bırakarak, sağlıklı olma hali ile açıklayabileceğim çok hassas bir konudur.

Doru bilinen yanlışları onarmaya ihtiyaç duyuyorum. Yasın yaşanmadığı durumlarda hastalığa dönüşebileceği söyleniyor. Sanki o gün tüm duyguları kişi kusacak ve rahatlayacakmış gibi atfettiriliyor. Böylesine bir inanış kişiyi yoğun bir yükün altında ezmeye benzer. Acının büyüklüğüne göre direnç göstermemiz oldukça normal ve sağlıklıdır. Her zaman kaybım ile yüzleşmek zorunda değilim. Psikoloji bireyseldir. Kişilerin tepkileri farklılık gösterebilir. Yas terapide beklenen sağlıklı tepkiler şok, inkar, kabullenme ve yeniden uyum şeklindedir. Bu süreç şu kadar olmalıdır diye bir zorunluluk yoktur. Kaybın ardından yüklenilen anlam kadar acır canın… Ayrılıklarda ölüm ile eş değerdir. Ayrılık ardından da beklenilen sağlıklı döngü yas döngüsü ile aynıdır. Farklı olan herkes şoktayken ya da inkardayken aynı tepkileri vermez, veremez… Kabullenme ve yeniden uyumda kişiye göre değişir.

Bir bebek hayal edelim; ortalama aynı aylarda olan aynı cinsiyete sahip olan iki bebek farklı zamanlarda konuşup, farklı zamanlarda yürümeye başlayabilir. Bebeğiniz ile ne kadar çok ilgilenirseniz, bir o kadar gelişim sürecine destek olursunuz. Yas sürecinde de durum benzerdir, ne kadar çok kişinin ihtiyacı odaklı ona yaklaşırsanız bir o kadar destek olmuş olursunuz acısını yaşamasına… Bilinmelidir ki; direnç, kaçınma, duyarsızlaşma gibi birçok tepki oldukça sağlıklıdır. ‘Olması gereken şudur!’ diye bir doğru yoktur. Yas bireyseldir ve herkesin yası yaşama şekli aynı olmak zorunda değildir. İnsan ruh sağlığı açısından her tepki koruyucu bir görev görmektedir. Her yüzleşme anı bireyseldir. Kişi buna hazır değilse yüzleşme kar değil zarardır…

Nasıl bir kayıp yaşarsak yaşayalım en doğru soru şu olmalıdır: ‘Şu an neye ihtiyacım var?’. Mahrem olan acı dışarıdan bir akla ihtiyaç duymaz. Yapılabilecek en doğru yardım şekli kişinin ihtiyacına odaklanmanız ile sınırlıdır, aksi sınır ihlalidir. Yani yanlış bir müdahale yapmamak en doğru yaklaşımdır. Doğruyu bilmek zorunda değiliz ama bilmediğimiz bir konuda yapılan bir yanlışın süreci yokuşa süreceği aşikar…

Kaybı yaşayan eğer sizseniz lütfen önce kendinize izin verin. Çünkü bu süreç duygusal ve fiziksel olarak yorucu olabilir. Böyle bir durumda yalnız değilsin, bil isterim… Her yetişkin birey gibi destek almak senin de en doğal hakkın. Bu süreçte kendini suçlaman yaşadığın yas için en tehlikelisi. Evet, ihtiyaçlarını tanımaya ve zamana ihtiyacın var … Yaşamın doğal bir parçası olan yas süreci bugün senin kapını çaldıysa, varoluşunu sorgulamak kadar doğal bir eylemin içinde olduğunu bilmen, sana bu süreçte güç kazandıracaktır. Sevgi ve baş sağlığı dileklerimle....

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Uzm. Psk. Derya Yalçınkaya Arşivi