Dün akşam Ankara’da oynanan MKE Ankaragücü - Çaykur Rizespor maçından sonra evsahbi MKE Ankaragücü'nün başkanı Faruk Koca sahaya inip hakem Halil Umut Meler’e saldırıp yere yığdı. Ardından da iki kişi yerde yatan hakemi tekmeledi.

Bütün bunlar 2023 yılını bitirmeye hazırlandığımız şu günlerde 100. Yılını kutladığımız Cumhuriyetimizin Başkenti Ankara’da oldu.

On binlerce seyircinin, kadının, çocuğun gözü önünde. Yüz binlerce taraftarın canlı canlı izlediği dakikalarda. Muhtemelen 24 saat içinde Türkiye’de milyonlarca, dünyada da yüz milyonlarca sosyal medya izleyicisi de bu görüntüleri görecek.

Hakem Halil Umut Meler FİFA kokartlı uluslararası bir hakemimiz. 37 yaşında. Bir oğlu var 9-10 yaşlarında. Halil Umut Meler de oğlu da ailesi de bu görüntüleri hayatları boyunca akıllarından çıkaramayacaklar.

Futbolcu ya da hakem olmak isteyen milyonlarca genç Faruk Koca’nın yumruğunu tepesinde hissedecek. “Bu adamların yönettiği bir kulüpte kötü oynarsam ya da bu kulübün maçını yönetirsem can güvenliğimi kim sağlayacak?” sorularına cevap verebilenimiz var mı?

Faruk Koca, AK Parti kurucularından birisi. İki dönem gazi meclisimizde milletvekilliği yapmış, bu şerefli görevin onurunu bir ömür omuzlarında madalya gibi taşıyacakken bundan sonraki hayatını hakem döven adam olarak geçirecek. Kendisinin de dört evladı var. Muhtemelen en az bir tanesi Halil Umut Meler yaşlarındadır. Kendi evladına böyle bir şey yapılsa ne düşünürdü, ne hissederdi, Halil Umut Meler’in babasının yerine kendisini bir koysa ya. Ne düşünürdünüz sayın başkan? Ne hissederdiniz?

Türk sporu kapkara bir leke almıştır bu akşam. Halil Umut Meler faal futbol hakemliğini bu akşam düştüğü yeşil sahaya bırakmıştır. Belki bu ülkede kalmayı bile istemeyecektir. Ama onun da ötesinde tüm faal futbol hakemlerinin, hepsi de gencecik insanlar, bu ülkenin gençleri, hepsi bu akşam aileleriyle gergin bir akşam geçirdiler, belki söze döküldü, belki sadece gözleriyle konuştular ama zihnen hepsi bu akşam faal futbol hakemliğini bıraktı. Belki bazıları fiili olarak da düdüğünü asacak.

Futbolu çok eskiden beri yönetmeyi çok arzulayan, çok seven siyasete yakın isimler, federasyonda görev almak, kulüpleri yönetmek için çok büyük arzu ve istek duyan değerli siyasetçiler bir de hakemliğe el atar ve belki bundan sonra maçları da onlar yönetirler.

Bazen kızar, “batsın sizin futbolunuz” filan deriz ya, bu akşam Türk futbolu gerçekten de batmıştır. Halil Umut Meler’in düştüğü çim sahaya da gömülmüştür. Hepimizin başı sağ olsun.