Markaların Halloween densizliği

Cadılar Bayramı diye bir kavramı mutlaka duymuşsunuzdur. Anglosakson dünyasında ve başlıca Batılı ülkelerde Halloween olarak da adlandırılan bu kavram çok eski bir Pagan adetine dayansa da Hristiyan dünyası bu etkinliği içselleştirmiş.

Yazın bitişini, kışın başlangıcını kutluyorlar 1 Kasım tarihinde. Anglosakson dünyasında ve başlıca Batılı ülkelerdeki adı olan Halloween.All Hallow's Eve (Azizler Günü'nün arifesi) kelime grubundan kısaltılıyor.

Elbette ki Hristiyanlığın yaygın olduğu ülkelerde kutlanması çok doğal. Her ne kadar korkunç bir yüz çizilmiş bal kabakları, cadılar, canavarlar gibi her bir figürü korkutucu olsa da doğumundan itibaren bu kültürle yetişmiş insan toplulukları için muhtemelen normal, hatta belki de eğlencelidir. Bize saygı duymak düşer.

Fakat anlamakta güçlük çektiğim şey CarrefourSA gibi, Migros gibi süpermarket zincirlerinin, dev AVM’lerin girişlerinde devasa dekorlardaki o korkunç iskeletlerin, korkulukların, kurukafaların ve korkutucu yüzler çizilmiş balkabaklarının işi ne?

Yabancı markaların bu konseptli ürünlerini satmalarına da diyeceğim hiçbir şey yok. Ama genele, bu kültürün alıcısı olmayanlara, herkese açık alanlarda bunun pazarlamasını yapmanın anlamı ne?

Bu yazıyı yazdığım gece saat 23.00 sularında Yeşilköy’de Kahve Dünyası’na gittim. Oğlum omzumda oturur halde ona bir kurabiye aldık. Tam çıkacakken kafenin görevlisi “Al bakalım” diye oğluma bir şey uzattı. Baktığımda kartondan bir korkunç suratlı balkabağı maskesi olduğunu gördüm. “Yok yok bizimki sevmez böyle şeyleri” deyip geri uzattım.

Sonra düşündüm, benim reddetmem bile oğlumda o reddettiğim şeye karşı bir istek uyandırabilir miydi? Yani durduk yere hiç ihtiyacı olmayan bir şeyi, hayatında hiçbir yeri olmayan hatta antipatik bir objeyi ister hale getirmiş olabilir miydim? Maskeyi tekrar istedim ve oğluma “Oğlum istiyor musun bu maskeden?” diye sordum. Şükür ki itti eliyle.

Ama benim kafamda sorular bitmedi. Kahve Dünyası’na bunları sormak isterim.

Öncelikle çalışanlarınız bir annenin ya da babanın kucağındaki, omzundaki bir çocuğa anne-babasının izni olmadan bir hediye, bir ikramda nasıl bulunabiliyor? İyi niyetle yapılan bu hareketin şık bir hareket olmadığının farkında değiller mi?

İkinci olarak ne Pagan ne de Hristiyan geleneğinden gelmeyen, o geleneklerle yetişmemiş çocuklara Halloween sevgisi aşılamanın amacı nedir? Bu amaç kime, neye hizmet etmektedir?

Instagram hesabınıza baktım, Halloween ile ilgili tek bir paylaşım bile yok. Halloween’e yönelik ürününüz de yok. O zama bu ne perhiz, bu ne balkabağı?

Hadi Amerikan markalarını anlıyoruz. Onlar bir kültürel emperyalizmin en önemli silahları. Onlara karşı zaten hazırlıklıyız. Ya gitmiyor, protesto ediyoruz, ya da gidiyorsak da en azından ne olduklarını biliyoruz. Peki ya size ne oluyor?

Mesela İstanbul’un fethinde, yani 29 Mayıs’ta, bulunduğumuz bu şehri fetheden, bir çağ açıp bir çağ kapatan Fatih Sultan Mehmet’in bir maskesini yapın, çocuklara babalarından izin almadan onları hediye edin desek, yapabilir misiniz? Cesaret edebilir misiniz? Yok, edemezsiniz. Marka imajıdır, şudur, budur der bin dereden su getirir, o suyla da kahve kaynatırsınız.

O zaman milli ve manevi değerleri olan insanlara, bu ülkenin çok önemli bir çoğunluğuna bu pervasızlığınız, bu rahatlığınız nereden kaynaklanıyor?

Bir sorum da Prof. Dr. Arif Verimli hocama. Sağ olsun kendileri çocukları zehirleyen elektronik sigaralarla ilgili yazımıza çok büyük teveccüh gösterip programlarında yer verdiler.

Sevgili Arif hocam, Halloween ya da Cadılar bayramındaki o korkutucu figürlerin minicik çocukların duygu dünyasına, bilinçaltlarına, gelecekteki yaşamlarına etkisi nedir? Bir marketin girişinde gördüğü bir korkutucu figür bir çocuğun o gece kabusu olursa, çocuğun gelişimini olumsuz etkilerse bunun hesabını kim verebilir?

Kahve Dünyası ve bu gibi kültür propogandistlerin gönüllü pazarlamacılığını yapan tüm Türk markalarına da buradan sesleniyorum. Saçmalıyorsunuz, yapmayın. Saçma sapan hareketler yapmayın. Doğduğunuz, doyduğunuz topraklara saygınızı kaybetmeyin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ömer Ekinci Arşivi