Gazze'den başınızı kaldırın, büyük tehlikeyi görün

Gazze olayının başlangıcından beri, yani 7 Ekim 2023’den beri söylüyorum; “Gazze’den başınızı kaldırın, asıl hedef Türkiye”…

Gazze’de yakılan kıvılcım Ortadoğu’da bir ateş topuna dönüştürülmek isteniyor…

Bu ateş topu da Türkiye’ye yuvarlanmak isteniyor diye…

Ama başlangıçta ben bunları söylerken hemen herkes televizyonlarda ve gazetelerde Gazze’de Hamas ve İsrail arasındaki savaşı o küçücük coğrafyada analiz etmeye çalışıyorlar, kimin nesi var, kara harekâtı yapılır mı, tüneller nasıl, meskûn mahalde savaşın kazananı kim olur gibi büyük resimden uzak yorumlar ve analizler yapıyorlardı…

Hâlbuki büyük resimde, yani Gazze’nin Ortadoğu’da sınırlıların yeniden çizilme sürecinin bir başlangıcı olduğu ve sınırların çizilmesinin önündeki engelin de, dolayısıyla hedefin de Türkiye olduğu çok açıktı.

Bu öngörülerde bulunurken müneccimlik yapmıyordum. Zira arkamda Türkiye’nin yurtdışı ve yurtiçinde en çok takıp edilen ve tez üreten ve de başkanı olduğum milli düşünce kuruluşu Mavi Vatan Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi (kamuoyunda bilinen ismiyle TÜRKDEGS)’in yaptığı analizler vardı.

Türkiye, zaten son zamanlarda bölgesel ve küresel güçlerin hedefi haline gelmiştir. Türkiye’nin;

  • Irak ve Suriye’de terör örgütü PKK/YPG’ye karşı yürüttüğü mücadele,
  • Libya ile imzaladığı Deniz Yetki Alanları Sınırlandırma Antlaşması
  • Doğu Akdeniz’de denizlerine ve enerji kaynaklarına sahip çıkması,
  • Karabağ’da Azerbaycan’a desteği,
  • Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline karşı gösterdiği tepki ama yürüttüğü dengeli diploması,
  • Türk Devletler Teşkilatın kurulması,
  • Zengezur ve Kalkınma Yolu projeleri,
  • Kıbrıs’ta iki devletli çözüm ve KKTC’nin tanınması konusundaki kararlığı gibi

Politikaları ABD, AB, Rusya, İran, Yunanistan, Fransa, İsrail ve diğer bazı devletlerde rahatsızlığa neden olmuştur. Bu yapılar ve devletler de Türkiye’yi yaptırımlarla baskı altına almaya ve yalnızlaştırmaya çalışmışlardır ve çalışmaya da devam etmektedirler.

İşte böyle bir ortamda Gazze’de hepimizin bildiği olaylar patlak verdi. Bu olayların hemen öncesinde ve sonrasında Türkiye’nin hedefte olduğunu gösteren çok açık siyasi ve askeri işaretler görebilenlere veriliyordu. Türkiye’nin hedef alındığını gösteren bu işaretlerin belli başlıları 6 tane idi. Şöyle ki;

Birincisi; 01 Ekim 2023’te TBMM’nin açılış oturumu yapıldığı gün ve zamanda Suriye’den geldiklerini ve orada yetiştirildiklerini gösterircesine, âdeta açıkça iz bırakarak (Kayseri’de araç gasp edip, araç sahibi vatandaşımızı da şehit ederek) gelen iki PKK/YPG’li bombalarla ve silahlarla ateş açarak Ankara’da, TBMM’nin hemen karşısında, İçişleri Bakanlığı’nın içerisine girmeye kalktı. Allah’tan kahraman polislerimiz bu teröristleri etkisiz hale getirdi. Ancak Suriye’den geldikleri ve oradan talimat aldıkları açık olarak delillendirilmiş olan bu teröristler ve yaptıkları eylem çok ciddi bir mesaj taşıyordu. Zira bugüne kadar “YPG ve PKK ayrı örgütlerdir, YPG, PKK değildir, YPG’nin hedefi Türkiye değildir, IŞİD’dir, YPG bizim müttefikimizdir” diyerek kimsenin inanmayacağı siyasi yalanları söyleyen ABD, Türkiye’ye ‘artık YPG’nin hedefi sensin’ mesajını vermiştir. YPG’nin PKK olduğu gerçeğini artık saklamamaktadır.

İkincisi; Bu terörist eylemin ardından Türkiye, haklı olarak PKK/YPG’ye yönelik hava kuvvetleri ile çok kapsamlı bir hava operasyonu başlattı.

5 Ekim 2023 tarihinde ise Suriye’de yürüttüğümüz bu harekat kapsamında Türkiye’ye ait ANKA-S SİHA aracı, ABD güçleri tarafından vurularak düşürüldü.

ABD, daha önce PKK/YPG’yi Türkiye’nin değil IŞİD’in düşmanı olarak nitelendirerek silah, eğitim ve lojistik desteği sağladığını açıklamıştı.

Ancak bu saldırıyla birlikte ABD, Türkiye’ye ‘artık YPG senin hedefin’ mesajını vermiştir.

Bu operasyon sırasında Türkiye’nin uyarılarına rağmen PKK’nın yanından ayrılmayan ABD güçleri, F-16 uçağıyla SİHA’mızı düşürdü ve bunu resmen açıkladı.

Bu olay, NATO tarihinde bir ilktir. NATO tarihinde bir NATO ülkesinin başka bir NATO müttefikinin hava aracını kasıtlı, bilerek ve isteyerek düşürdüğü ve bunu da resmen açıkladığı bir durum daha önce görülmemiş bir vakadır.

Üçüncüsü; 07 Ekim’de başlayan İsrail’in Filistin’e yaptığı soykırım harekâtından 2 gün sonra Amerikan Uçak Gemisi görev grubu bünyesinde USS Gerald R. Ford Uçak Gemisi, Doğu Akdeniz’de başka yer kalmamış gibi Abdülhamit Han Sondaj Gemimizin göz mesafesine gelmiş ve durmuştur.

Üstelik durduğu nokta da Türkiye’yi Antalya Körfezine hapsetmeyi hedefleyen Sevilla Üniversitesi haritasındaki Türkiye-Yunanistan sözde sınırı üzerindedir.

Yani, adeta ”ben bu sınırı tanıyorum” mesajını vermiştir.

gazze1.jpg

Bu hareket rastlantı sonucu bir hareket değildir. Uluslararası ilişkiler literatüründe Deniz Kuvvetleri gemilerinin barış döneminde dış politikada kullanılması ve diplomatik mesaj verme yöntemi olan “Gambot Diplomasisinin” bir örneğidir.

Yani ABD uyguladığı bu Gambot Diplomasisi ile bize ‘Doğu Akdeniz’de Yunanistan’ı destekliyoruz” mesajı vermiştir.

Ayrıca; ABD’nin Doğu Akdeniz'e gönderdiği uçak gemileri sadece iki uçak gemisi olarak görülmemelidir.

Bu uçak gemisi görev gruplarında bulunan her biri, savunma, hava, deniz gücü, ve tahrip gücü bakımından bölge ülkelerinin sahip olduğu güçten kat be kat üstündür.

Bu da Türkiye’nin ne kadar büyük bir askeri tehdit ile karşı karşıya kaldığını rahat bir şekilde bizlere göstermektedir.

Dördüncüsü; 14 Ekim 2023 tarihinde ABD Başkanı Joe Biden Suriye’deki ABD faaliyetlerine ilişkin imzaladığı kararda yazılı olarak “Türkiye, ABD’nin ulusal güvenliği ve dış politikasına olağanüstü ve olağandışı bir tehdittir” diyerek Türkiye’yi bir büyük tehdit olarak nitelendirmiştir.

Daha önce hiçbir ABD Başkanı, başka bir NATO üyesi devleti, ABD’nin ulusal güvenliği ve dış politikası için bırakın olağanüstü ve olağandışı bir tehdit olarak nitelemeyi, sıradan bir tehdit olarak dahi nitelendirmemiştir.

Beşincisi; Gazze’de yaşanan çatışmaların ardından 15 Ekim 2023’te İsrail’e gelen ABD Başkanı ve defalarca bölgeye gelen ABD Dışişleri Bakanı Mısır, Ürdün, Filistin, Katar, Suudi Arabistan, Umman, Bahreyn, gibi devletlerdeki muhatapları ile yüz yüze ya da telefonla görüşmeler gerçekleştirmişlerdir.

Ancak bu süreçte bölgedeki NATO üyesi tek devlet olan Türkiye ise ABD tarafından görmezden gelinmiş ve muhatap alınmamıştır.

Altıncısı; 29 Ekim 2023’te yani Cumhuriyetimizin 100’ncü kuruluş yıl dönümünde Suriye’de ABD ve Rusya’nın desteği ile teşkil edilmiş sözde “Rojava (Kürtçe Batı) Kürdistan Özerk Yönetimi” denilen teröristler Diyarbakır’ı başkent olarak gösteren sözde büyük Kürdistan haritası yayınladılar.

ABD o günlere kadar; “PKK ayrı, YPG ayrı; YPG’nin hedefi Türkiye değil, onların görevi İŞİD ile mücadele” safsatalarını söylemeye devam ederken, önceki 01 Ekim 2023’teki terör saldırısı ve sonra da 29 Ekim 2023'te yayınlanan sözde “Büyük Kürdistan haritası” ile şapkalarını kendileri çıkarmıştır.

Yani artık PKK ve YPG’nin aynı olduğunu ve hedefin Türkiye olduğunu saklamaya ihtiyaç kalmadığı anlaşılmıştır.

gazze4.jpg

Sözün özü mesele Gazze değil Büyük Ortadoğu yani Büyük İsrail’dir.

gazze2.png

Herkes Türkiye’nin son derece dikkatli ve uyanık olması gereken bir sürecin içerisinde olduğunu kavramalıdır.

gazze3.png

Türkiye’yi hedefe koyan güçler bu olayların başından beri söylediğim üzere, kurdukları ve kullandıkları terör örgütleri vasıtasıyla Türkiye’de terör saldırıları başlatabilirler.

Bulunduğumuz bu ortamda ve ABD, Rusya, İran ve hatta İsrail’in doğrudan ve dolaylı asker bulundurduğu Suriye’den bırakınız asker tahliyesini, Suriye’deki askeri varlığımız süratle takviye ve tahkim edilmek durumundadır.

Eskiden Türk dış politikası şöyleydi: İktidar ve muhalefet, Türk askerinin postalı sınırı geçtiğinde Türk askerinin arkasında dururdu.

Tüm siyasilere sesleniyorum ; “Sınırlarımızın ötesinde bulunan Türk askerinin arkasında durunuz!"

Bilinmelidir ki, her büyük devlet gibi, Türkiye’nin güvenlik, hak ve menfaatleri sınırlarının çok ötesinde başlar.

Allah Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ebediyen korusun ve güçlendirsin, TSK’yı daima muzaffer eylesin ve askerimizin ayağına taş değdirmesin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cihat Yaycı Arşivi