ORTADOĞU’DA KAYIKÇI KAVGASI

ORTADOĞU’DA KAYIKÇI KAVGASI

13 Nisan’ı 14 Nisan’a bağlayan gece İran, 1 Nisan 2024’te İsrail’in Şam’daki İran Büyükelçiliğine saldırısına misilleme olarak, asker olarak bir türlü nasıl bir saldırı olduğunu anlamadığımız, saçma sapan bir saldırı gerçekleştirdiğini duyurdu.

Bakın buradaki çok önemli nokta şudur;

İRAN GAZZE’DEKİ SOYKIRIMI DURDURMAK İÇİN DEĞİL; ŞAM’DAKİ BÜYÜKELÇİLİĞİNE YAPILAN SALDIRIYA MİSİLLEME OLARAK BU SALDIRIYI YAPTIĞINI duyurdu.

Yani bazılarının, “İran bu saldırıyla Gazze’deki soykırıma tepki koydu, Gazzellilere moral verdi” söylemi çok dayanaksız ve yanlıştır.

Bu saldırının Gazze ile hiçbir ilgisi yoktur.

Aslında olan Gazzelilere olmuş, bu karşılıklı saldırı tiyatrosunun toz dumanı arasında Siyonistler Gazze’deki soykırımın şiddeti ve hızını artırmıştır.

O mazlumların sesi ise bu tiyatrodan çıkan gürültü nedeniyle duyulamamaktır.

Bu arada İran İsrail’e saldırıyor bahanesi ile,

  • batılı güçler yeniden İsrail etrafında konsolide olmuş,
  • halkların yönetimleri protestoları dinginleşmiş,
  • Netanyahu yönetimi yeniden güç bulmuştur.

“İran ile İsrail arasında oynanan bir tiyatrodur” diye aylardır, hatta yıllardır söylüyorum

İran’ın bu son sözde saldırısı başlayınca da hemen “bu bir tiyatrodur, cambaza bak savaşıdır” dedim ve yazdım.

Tahran yönetimi aslında Suriye ve Irak'ta 'Büyük İsrail' hedefi doğrultusunda çalışıyor.

İran'ın İsrail'e gerçek anlamda saldırmıyor, saldırmaz da…

Soykırımcı Siyonistler Gazze sonrası Lübnan ve Suriye'ye saldıracaklar ve bu hedef doğrultusunda İsrail'in ihtiyacı olan bahaneler İran tarafından cömertçe sunulmaktadır.

Şimdi bir kez daha bu konulardaki görüşlerimi ve gerekçelerimi size aktarmaya çalışacağım.

İsrail ile İran arasındaki hadise 'cambaza bak savaşıdır.”

İsrail'in Şam'daki İran elçiliğini bombalaması... Ki bu da bir oyundur. Peki neden oyundur?

Şam'daki bombardıman için İsrail uçaklarına hava sahasının açılması lazım. Hava sahasını açacak olan da Ruslardır. Çünkü Suriye hava sahasını kontrol eden ülke Rusya'dır.

TÜRK UÇAKLARINA İZİN VERMEYEN RUSYA, İSRAİL UÇAKLARINA İZİN VERİYOR

Ayrıca Suriye hava sahası İsrail uçaklarına sürekli açıktır. Yani bu bir danışıklı dövüş. Suriye'de hem İran hem ABD hem Rusya hem de İsrail kardeşçe geçinmektedir. Bu durum Irak'ta da böyle.

45 YIL OLDU, BİR HAREKETİNİ GÖREMEDİK

1979'daki İran İslam Devrimi'nin lideri Ayetullah Humeynî, 'sürgündeki hükümeti' Paris'te kurdu ve İran’daki İslam Devrimini Paris’ten yönetti.

İran'daki ihtilal başarılı olunca Air France uçağıyla Tahran'a indi. İndikten hemen sonrasında da Batılı ülkelere hakaret ve tehditler sıraladı, Siyonist İsrail'i haritadan sileceğini söyledi durdu.

Ama tüm bunlar İsrail'in daha da silahlanıp güçlenmesine, ABD’nin bölgede varlık göstermesine yol açtı.

Aslında Batı, İran'da sözde Batı karşıtı bir hükümetin varlığını istiyordu.

Rıza Şah Pehlevî, Batılı ülkelerin en büyük müttefikiydi; niye yıkıldı? Burada şunu görmek lazım; eğer İran İslam Cumhuriyeti diye (sözde) İsrail ve ABD karşıtı bir devlet olmasaydı İsrail böylesine silahlanabilir miydi?

ABD karşıtı bir İran olmasaydı bölgede Amerikan varlığı bu kadar artabilir miydi?

Biliyorsunuz, Siyonistlerin hayali “Vadedilmiş Topraklar” içinde Fırat ve Dicle havzasında yer alan 3 devlet vardır.

Irak, Suriye ve Türkiye..

Siyonistler buraları elde etmeyi hedef edinmişlerdir. Bu onlar için bir “tarihi ve dini mirastır”.

İsrail’de Vadedilmiş Topraklar (Heritage) Bakanlığı vardır .

Ha gelelim konunun İran ile ilgisine…

İran İslam Cumhuriyeti bakın daha devrimden bir yıl geçmeden 1980’de kimle savaşa tutuştu? Hatırlayın..

Vadedilmiş Toprakların en doğusunda yer alan Irak ile! BİNGO!

Hem de 8 yıl boyunca! Kimin silahları ile dersiniz? Bilin bakalım..

Ortadoğu'nun yeniden şekillendirilmesi sürecini başlatan olay nedir? İran-Irak Savaşı'dır.

İran-Irak Savaşı'nda İran silahları kimden almıştır?

Hatırlayın Yarbay Oliver North olayını (İran-Kontra Skandalı). İran, silahları Amerika'dan ve İsrail'den almıştı.

Yani ABD ve İsrail karşıtı İran, Irak’ı ABD ve İsrail’in silahları ile vurmuştu.

Sonra Birinci ve İkinci Körfez Savaşı ile 2003’te Irak’ın işi bitmişti. İran, ABD, İsrail ve hatta Rusya el birliği ile bitirmişlerdi Irak’ı.

Sıra 2011’de Vadedilmiş Toprakların batıdaki devleti Suriye’ye gelmişti. Yine aynı aktörle iş başındaydı; İran, ABD, İsrail ve Rusya.

Suriye'de İran var, Amerika var, İsrail var, Rusya var. Bunların hiç birbirlerine saldırdıklarını gördünüz mü? Bir Amerikan askerini bir Rus askerinin vurduğunu ya da ateş ettiğini gördünüz mü? Nasıl da kardeş kardeş geçiniyorlar.

SİZ HALA İRAN’IN İSRAİL’İN DÜŞMANI MI OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

İran’ın yaklaşık 44 yıldır (İsrail'e karşı) ortada İsrail’e bırakın saldırıyı, hiçbir fiilî hareketi olmadı.

Hani o İsrail’e yönelik geliştirdikleri söylenen füzeler vs.?

Filistin’de eşi benzeri görülmemiş soykırım oluyor yahu!

Şimdi atmayacaksın da, ne zaman atacaksın?

Üstelik bir de İran’ın BM’deki temsilcisi Gazze’de soykırımın başladığı günlerde “bize doğrudan saldırı olmadığı sürece, İsrail’e karşı bir şey yapmayacağız” şeklinde resmi açıklama yapıyor!

Sözde Siyonist karşıtı İran İslam Cumhuriyeti’nin 45’nci kuruluş yılındayız. bu oynanan tiyatroda İran'ın ilk defa İsrail’e balistik füze attığı söyleniyor. Doğru mu bilmiyoruz.

"Attı mı atmadı mı?" derken, İsrail, "Evet, attı" diyor.

Peki ne oldu? Kim öldü? Hangi şehirde ne zarara yol açtı? Ortada hiçbir şey yok.

Sadece bir Müslüman yerleşim yerinde Müslüman bir bedevî yaralanmış…

Hani sen balistik füzeler yapmıştın?

Bunların hepsi de İsrail'i vuracaktı?

Bu füze bir tane bedevî çadırına düşecekse bu ne kadar anlamlı?

Ayrıca balistik füzeler bizim “pır pır İHA ile saldırı mı olur? Hani sizin balistik füzeleriniz vardı*” şeklindeki ısrarlı tepkimizden sonra atıldı. O da atıldıysa…

Biliyorsunuz saldırı esasen bir kamikaze İHA saldırısı olarak başladı.

Saldırıdan 72 saat önce de İran Dışişleri Bakanlığı ABD’yi bilgilendiriyor! Bak yahu şu işe?

Sonra İran davul zurna ile ve dünyaya yayın yaparak İHA'ları kaldırıyor. Bunlar pırpır pırpır uçarak 9 saatte güya İsrail'e varacaklar. Sağır sultan bile duyuyor. Hepsini de kuş gibi vuruyorlar.

SURİYE VE LÜBNAN'A SALDIRININ GEREKÇESİ OLACAK

Bu saldırı komik. Biz askerler olarak güleriz böyle bir saldırıya. Bundan sonra ne olacağını söyleyeyim: İsrail, Hamas'ın İran tarafından desteklendiğini söyleyerek ve "İran bana saldırdı" diyerek İran destekli grupları bölgeden temizleme bahanesiyle yeni saldırılar başlatacak. "İran'a saldırmayacağız ama İran destekli grupları bölgeden arındıracağız" diyecekler.

İran-İsrail arasındaki sözde bu toz-duman havasında olan yine gariban Filistin halkına olacak. Bu ortamda İsrail, Gazze'deki işgali tamamlayacak. Lübnan'a girecek ve "Burada İran destekli gruplar var" diyecek. Suriye'ye girecek ve "Burada İran destekli gruplar var" diyecek.

Suriye genelindeki grupları temizlerken ABD'den ve ABD destekli terör örgütü PKK/YPG'den yardım alacak.

Böylece Suriye'deki PKK/YPG'nin, dolayısıyla ABD-İsrail'in etki alanı genişletilecek;

PKK/YPG güneye doğru inecek; İsrail de Suriye güneyinden girerek kuzeye doğru ilerleyecek; iki koridor birleşecek ve İsrail, PKK/YPG eliyle Türkiye'ye komşu olacak.

İRAN GÖREVİNİ YAPTI; SIRA ABD, İSRAİL VE PKK'DA

Bu projeye Rusya karşı çıkmıyor, aksine ABD ve İsrail'e sürekli alan açıyor.

İran karşı çıkıyor mu? Tabii ki hayır.

Dolayısıyla İran'ın son yaptıkları, Suriye ve Irak'ta ABD-İsrail'e alan açmaktır.

Cambaza bak oyununda İran görevini yapmıştır; sıra ABD, İsrail ve onların enstrümanı olan PKK/YPG'ye gelmiştir. Herkesin çok dikkatli olması lazım.

Türkiye bu süreçte sınırlarını güven altına almalıdır.

Türkiye bu resmi görerek ne İran'ın ne de İsrail'in tarafında olmalıdır. Bunlar zaten birbiriyle danışıklı dövüş yapıyorlar.

Biz denizciler buna 'kayıkçı kavgası' deriz.

Aslında ortada bir kavga yoktur da kavga ediyormuş gibi görünürler.

İran, ABD, İsrail ve Rusya ilişkisi bir tiyatrodan ibarettir. Bölgeyi beraber yönetme ve paylaşma tiyatrosudur. Onun için 'Üçüncü Dünya Savaşı çıkacak' söylemleri çok gerçekçi değildir.

Bu kayıkçı kavgasına inanmayın. Hedef Büyük İsrail projesidir. İsrail'in genişlemesinin önündeki en önemli engel ise Türkiye'dir.

Bu kayıkçı kavgasına kanmamak gerekir. Bir sonraki hamlenin ABD, İsrail, PKK/YPG ve Rusya eliyle Suriye'nin İdlib kentinde sahneye konulması muhtemeldir.

İDLİB’E DİKKAT!

Önümüzdeki en büyük tehlike budur: "İdlib'de İran destekli gruplar var" diyecekler ve buna DAEŞ’i de karıştırıp olaya Rusya'yı da dahil edecekler. Rusya, Moskova'daki DAEŞ’in üstlendiği terör saldırısını bahane ederek İdlib'e saldırırsa 2 milyon kişi İdlib'den Türkiye sınırına akın eder. Yine bir sığınmacı kriziyle karşı karşıya kalırız.

Türkiye zaten milyonlarca sığınmacı ile şişmiş, istiap haddinin onlarca kat üstüne çoktan çıkmıştır. Artık yeni bir sığınmacı akınını karşılamaya ne tahammülü ne de kapasitesi kalmıştır.

Üstelik muhtemel sığınmacı akını hangi sınırlarımıza gelecektir? Güney yani deprem bölgesi sınırlarımıza!

Bu sığınmacıların kabul edilmesi durumunda bölgede sosyal bir patlama olması işten bile değildir. Zira hala depremin yaraları açıktır. Evinden barkından olan vatandaşlarımız bu sığınmacıların kabul edilmesi durumunda devleti yönetenlere “siz ne yapıyorsunuz? Biz evsiz barksız iken siz vatandaş olmayan başkalarına nasıl kapıları açarsınız?” demeyecek midir?

İç siyasette ciddi tartışmalar yaşanmayacak mıdır?

İşte siz karmaşa, kaos, kargaşa (3K) ortamı…

Suriye’de yerinden olanların boşalttığı yerlerin de PKK/YPG tarafından doldurulması ve TERÖRİSTAN’ın genişlemesi ve bölgedeki askeri varlığımızın tehlikeye girmesi de cabası…

GAZZELİLER GAZZE’Yİ TERK ETMEMELİDİR

Bu arada “Gazze’deki Filistinlilere yazık oluyor, onları başka ülkelere taşıyalım ya da biz alalım” diyen varsa ya da olursa biliniz ki SİYONİZMİN ve BÜYÜK İSRAİL PROJESİNİN HİZMETKÂRIDIR!

Türkiye içerisinde de "Filistinliler ölmesin çevre ülkeler onları alsın, biz de Filistinlileri alalım" diyen varsa o İsrail'in istediğini yapıyor ve Filistinlilerin Gazze'yi boşaltmasını istiyor demektir. Bunlar kripto Siyonist ve Siyonistlerin aparatı FETÖCÜ'dür.

Türk Milletini örnek alsınlar!

Türk Milleti asla ama asla vatanını ve namusunu sağ kaldığı müddetçe teslim etmez.

Atalarımız kaçsaydı İstiklal Savaşı olur muydu? Bu cennet ülke bize kalır mıydı?

Kıbrıs’ta Türkler kaçsaydı şimdi KKTC olur muydu?

Azerbaycan-Ermenistan savaşında Azerbaycan’dan kaçıp gelen bir Azerbaycan Türkü gördünüz mü?

Filistinliler de ne pahasına olursa olsun vatanlarını terk etmemelidir.

Zira İsrail’in Gazze’yi ele geçirmesinin ve genişlemesinin önündeki en büyük engel GAZZE’deki Filistinli Müslüman nüfustur.

İsrail bu nedenle Gazze’nin boşaltılmasını istemektedir.

Gazze asla boşaltılmamalıdır.

Kimse vatanını terk etmemelidir.

Allah Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Türk Milleti’ni korusun!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cihat Yaycı Arşivi