Doğan Çağlar

Doğan Çağlar

Hayat yol ayrımı ile dolu

Değerli dostlar, değerli okuyucular

Hayat yol ayrımlarıyla dolu.

2011 yılının son çeyreğinde, Manisa ‘dan İstanbul’a gelmem benim için bir yol ayrımı olmuştu.

İstanbul, benim için mücadeleci, girişken, azimli kişiliğimi sergileyebileceğim büyük bir sahne gibiydi.

Amik ovasında geçen çocukluğum kişiliğimin oluşmasında büyük pay sahibidir .

Yaşar Kemal’in ince Memedi gibi, feodal yapının tüm ezici unsurları içinde yoğrulmuş, düzene baş kaldırmak zorunda kalmış, kabuğunu kırmak zorunda kalmış, tek başına koca bir düzene isyan eden, gelenekleri ile İstanbul’un yenilikçi, göz kamaştırıcı, modern yapısı arasında kalmış bir roman kahramanı gibiydim.

Rahmetli dedemin Adnan Menderes hayranlığı, babamın muhafazakar yapısı, Reyhanlı’nın Türk milliyetçisi duruşu ile baş kaldıran kişiliğimi özümlemeye çalışıyordum.

Sağdan bakanlar sen bizimsin der, soldan bakanlarda bize benziyorsun derler.

Okurlarım, Tv de izleyenlerim merak ediyorlar, Doğan Çağlar kimdir diye.

Doğan Çağlar, Türk Milletçisidir. Muhafazakar bir ailede büyümüş, amik ovasına yerleşmiş bir Türkmen aşiretinin mensubudur.

Peygamberimiz Hz. Muhammed’i (SAV) Arap olanın Arap olmayana üstünlüğü yoktur, üstünlük takvadadır sözünü unutmayan, İlayı kelimetullah için, orta Asya’da türeyen, Anadolu’da büyüyen, Avrupa içlerine yürüyen dedeleri ile gurur duyan, Türklüğünü üstünlük saymayan, soyunu bilen, aslına uyan bir milliyetçidir.

Kendini bu şekilde tanımlamaktan şeref duyuyorum.

Türkiye Cumhuriyeti kurucusu gazi Mustafa Kemal Atatürk kırmızı çizgimdir.

Lise yıllarımda ülkücü geleneğe sahip öğretmenlerimden son derece etkilenmişimdir.

Ülkücü hareketi her zaman sevmiş ve saygı duymuşumdur.

Milliyetçi hareket partisinde siyaset yapmadığım için hiçbir zaman şerefli ülkücü vasfını üstlenmemişimdir.

Ülkücülük MHP de olur.

MHP’de siyaset yapan dostlarımın bu vasfı daha çok hak ettiğini düşünüyorum ve onlara haksızlık etmiyorum.

Yazılarımdan ve TV’deki konuşmalarımdan bildiğiniz üzere Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı ve bilge liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’yi çok seviyorum.

Hiçbir siyasi partiye ve oluşuma mensup değilim.

Devletimi seviyorum, bekası için canımı vermeye hazırım.

Beşiktaş JK kongre üyesiyim.

Değerli dostlar,

Yazının başında yazdım, hayat yol ayrımları ile dolu.

Bugünden itibaren TV’lerde daha az konuk olmaya karar verdim.

Düşüncelerimi Master Haber’de yazıp sizlerle paylaşmaya gayret edeceğim.

Beni bu karara sürükleyen en büyük gerekçeyi şu şekilde açıklayabilirim.

Değerli dostlar, meşhur The Angle filmi var, izleyenler bilir.

Orda bir sahnede mısırın efsane devlet başkanı Cemal Abdülnasır’ın damadı, Eşref Mervan’ın Sovyetler birliği ile ilgili bir yorum yaparken kullandığı bir cümle var, “Dağılmaya mahkumlar, çünkü sistemleri kişisel başarıları ödüllendirmiyor” diyor.

Bu cümleyi duyduğumda çok kafama taktım değerli okuyucular.

Sistemin kişisel başarıyı ödüllendirmesi,

Evet eksik olan budur bence.

Lideri seviyoruz, niyet güzel, devletin bekası, büyüme gelişme, teknoloji, savunma, ümmet ile bütünleşme, dik duruş, iktidar, hepsi güzel.

Ama eksik olan bir şey var.

Kişisel başarıların göz ardı edilmesi, yok sayılmak, bilinmek ama görmezden gelinmek!

Bana göre değil.

Konuşursan bir şey mi bekliyorsun soruları, sırtını dönsen muhalif mi oldun suçlamaları! Bunlar olmaz değerli okuyucular. Kabul edilemez!

Çekirdek bir kadro, bir halka olmuş, ortada bir lider, elinde bir meşale, halkanın içindeki çekirdek kadroya meşaleyi elden ele dağıtıp duruyor.

Biz de gerek sahada gerek ekranda gerekse de yazılarımızda liderin ve çekirdek kadrosunun iktidarı için savaşıyor, mücadele ediyoruz.

Diyeceksiniz ki halkanın içinde, çekirdek kadronun içinde mi yer almak istiyorsun?

Hayır, cevabım hayır, kesinlikle hayır.

Uğruna mücadele ettiklerimizin bir selamı, bizdensin demesi yeterdi bize.

Bu neden önemli biliyor musunuz?

Çünkü biz sevdiğimiz ve inandıklarımız uğruna mücadele edince karşı blok bize bilenip bizi düşman ilan ediyorlar,

Bizimkilerde bizi tanımayınca, biz ortada kalıyoruz, sahipsiz oluyoruz, hedef oluyoruz değerli okuyucular! Arkamıza bakıyoruz kimse yok!

İşte ben artık bu durumu kabul etmiyorum arkadaşlar.

O kadar da değil. Kimse kusura bakmasın.

Bizim inancımıza göre, devletlerin, hükümdarların,

iktidarların, kalplerin, malın, mülkün sahibi Allah’tır.

Biz ondan bekleriz ondan umarız.

Bizi ekranlarda görenler, mücadelemizi görenler bizi söz sahibi sanıyorlar, bizden talepleri oluyor.

Buradan tekrar söylüyorum, hiçbir yaptırım gücümüz yok, hiç bir ricanızı yerine getirebilecek bir kudretimiz yok!

Gereğinden fazla anlam katmayın, durum yukarıda anlattığım gibi!

Bende bu durumu hayatım boyunca kabullenmedim.

İşime gücüme ticaretime bakıyorum değerli okuyucular.

Yazılarımı yazıp izleyeceğim.

Yorulduk, bizden olduğunu sandıklarımızın engellemelerinden, yok saymalarından, görmezden gelmelerinden, aşılmaz duvarlarından yorulduk!

Yıllarca AK Parti içindeki köklü değişimi isteyenlerin başında oldum!

TV’lerde ilk defa kadrolarda köklü bir değişim olması gerektiği ben söyledim.

Tabandan, halkın içinden sivrilen kişilerin tespit edilmesi ve siyasete kazandırması lazım dedim.

Bir futbol takımın alt yapısı gibi devlet adamı yetiştirmek lazım dedim!

Diyorum, demeye de devam edeceğim.

Şunu da söyleyeyim, görmesi gerekenler görmek istemese de duyması gerekenler duymak istemese de, anlaması gerekenler anlamak istemese de,

Adaletlilerin en adaletlisi, merhametlilerin en merhametlisi, yüce Allah gösterecek, duyuracak, anlatacaktır!

Devran dönecek, hep birlikte göreceğiz.

Bizim ömrümüz umutlarımızdan önce bitecek, yaşayıp göreceğiz.

Son olarak değerli okuyucular,

İnandığım tüm değerlerin, tüm fikirlerin arkasındayım,

Vazgeçmiş değilim!

Bazen bir adım geri atmak insanı iki adım ileriye taşır.

Lafın tamamı da ahmak olana söylenir.

Bakalım Mevla neyler, neylerse güzel eyler.

Son sözüm değişmez,

Allah vatana millete zeval vermesin.

Vesselam…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Doğan Çağlar Arşivi