Doğan Çağlar

Doğan Çağlar

SAYIN ERDOĞAN, DOST ACI SÖYLER

Değerli dostlar değerli okuyucular, bir gerçek vardır, ısrarla kendinizi birine sevdirmeye çalışırsanız, o kişi sizi sevmek yerine sizi tenkit eder! Diğer bir tabir ile zorla güzellik olmaz! Yazımı bu gerçekler çerçevesinde şekillendireceğim. Yazının ana temasında Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasında dikkatimi çeken bir bölüm var.

Erdoğan grup konuşmasında, “eleştiri ve özeleştiri maskesi altında” parti teşkilatlarını hırpalamaya çalışanlara rıza göstermeyeceklerini belirterek, “Medyadan, sosyal medyadan, televizyon ekranlarından AK Parti'ye ayar vermeye çalışanlara kesinlikle rıza göstermeyiz” dedi. Benimde bu sözlere itirazım var, elbette haklı gerekçelerim de var.

Sayın Erdoğan, Diyorsunuz ki maske takanlar var. Özeleştiri maskesi takanlardan bahsediyorsunuz. Parti teşkilatlarını hırpalamaya çalışanlar var diyorsunuz. Ayar vermeye çalışanlar var diyorsunuz ve siz bu kişilere rıza göstermeyeceğiz diyorsunuz! Eyvallah sayın Cumhurbaşkanım.

Açıkçası bunu benim gibi üstüne alınan bir kısım yazar, çizer, TV yorumcusu olmuştur. Ben kendi adıma konuşacağım. TV ekranlarında ilk defa AK Parti kadrolarında köklü bir değişim olması gerektiğini ben söyledim. Arşivlerde kayıtlı duruyor. Ben hayatım boyunca herhangi bir maske takmadım, Değer verdiğim, lider olarak gördüğüm, yıllarca davası uğruna mücadele verdiğim liderin gelecekte sıkıntı yaşayacağını görerek söyledim, Bunu söylediğimde siz girdiğiniz her seçimi kazanmaya devam ediyordunuz. En güçlü zamanınızda, zaferlerinizin, gücünüzün baş döndürmeye devam ettiği zamanlarda söyledim.


Teşkilatlarınıza ya da herhangi birine ayar vermeye çalışmadım. Sözlerim YouTube‘da duruyor. Buyrun bakın, Anladığım kadarıyla 31 Mart seçimleri sonrası bu tarz konuşmalar size ulaştırılmış. Hem sevindim hem üzüldüm. Üzüntüm daha büyük. Nazarı dikkatinizi geç çekmişiz. Sevindim, en azından bu eleştirileri maske takılmış ayar verme operasyonu olarak görseniz de duymuşsunuz! Ama geç kalmışsınız. Açıkçası Sayın Cumhurbaşkanım sizden tam böyle bir açıklama bekliyordum. Az çok yıllardır verdiğimiz hiç bir mücadeleye ,hiç bir emeğe teveccüh göstermediğinize, bir teşekkür bile etmediğinize şahit olduğumuz için, sizden “Dost acı söyler ,daha önceden dikkate alıp gerekeni yapmalıydık“ demenizi beklemiyordum!


Tıpkı, 2014 yılında İstanbul’da teşkilatlarınızın bir çoğu hala orta yolcu bir tavır içindeyken yaptığımız paralel devlet yapılanması konferanslarında olduğu gibi, MHP ile henüz Cumhur İttifakı oluşmadan önce ülkücü kardeşlerimizi size destek vermeye, oy vermeye davet ettiğimiz mitinglerde olduğu gibi. Tıpkı, başkanlık sisteminin neden gerekli olduğunu anlatmak üzere 53 ilde yaptığımız konferanslarda olduğu gibi. Tıpkı, size ve partinize FOX TV gibi kanallarda, partinizdeki birilerinin hataları üzerinden saldırılmasını engellemeye çalıştığımız gibi. Tıpkı, bakanlarınıza üzerimize vazife olmadığı halde, devletin bekası için verdiğimiz sansasyonel bilgiler ve dosyalarda olduğu gibi. Tıpkı, çıktığımız TV programlarında sizi ve politikalarınızı cesurca savunduğumuz gibi. Tıpkı, en son ki genel seçimlerde TV'lerde Kemal Kılıçdaroğlu‘nun iktidara gelmesi halinde ülkede özerklik ilan edebileceğini, tüm ekonomik sıkıntıların pandemi kaynaklı olduğunu ,gelip geçici olduğunu, ülkenin bekası için size oy verilmesi gerektiğini gündemde tuttuğumuz gibi!


Tüm bunları yaparken hiç bir zaman sizin nazarı dikkatinizi çekmediğimizi bildiğimiz için, özellikle 31 Mart seçimlerinden sonra hakikaten beni görmeden, yakınımda çevremde olmadan mücadele eden ve zamanında bana bugünlerin yaşanabileceğini hatırlatan kardeşlerime teşekkür ediyorum demenizi değil, tıpkı son toplantıda yaptığınız gibi tenkit etmenizi bekliyordum.


Sayın Erdoğan bugünlere hiç bir öz eleştiri almadığınız için geldiniz zaten, O sebeple yakın çevrenizi, danışmanlarınızı, teşkilatlarınızı gözden geçirin dedik! Ama görüyoruz ki yine biz suçlu olmuşuz! 31 Mart seçim sonuçlarının müsebbibi bizmişiz! Maske takmışız! Haşa, teşkilatlara ayar vermişiz! Bizim gibilere fırsat vermeyecekmişsiniz! Çok teşekkür ederiz sayın Cumhurbaşkanım. Allah razı olsun sizden. Bir kez daha bizi şaşırtmadınız.

Sayın Cumhurbaşkanım daha önceki yazılarımda da belirttim, biz hükümdarların, makamların, malın, mülkün sahibinin Allah olduğuna iman etmişiz. Biz ondan umar ondan bekleriz. O sebeple sizin bize fırsat vermeniz ya da vermemenizin bir önemi yok.

Son genel seçimler öncesi, sayın Erdoğan ne zaman değişime gideceksiniz diye bir yazı yazmıştım, yazı o hafta en çok okunanlar arasına girmişti, çevrenizden birileri kanalı arayıp yazıyı kaldırttılar! Bugünkü tablonun sebebi olan, değişime gidilmemesi, liyakatin dikkate alınmaması, Bakanlarınızın çoğunun Karadenizli olması, aynı tiplerin aynı yüzlerin makamdan makama gelmesi, tabanda yıllarca mücadele eden insanların bir üst basamağa çıkamaması üzerine yazdığım yazıdan rahatsız olmuşlar. Doğan Bey'i milletvekili yapmazsak seçimleri kaybedermişiz sonucunu çıkarmışlar! O sebeple sayın Cumhurbaşkanım çok şaşırmadık, alıştık artık.

Sayın Cumhurbaşkanım bakanlarınızın, danışmalarınızın, vekillerinizin, belediye başkanlarınızın, il başkanlarınızın, teşkilatlarınızın hiç bir günahı yok, değişim yapmayın. Biz kendimize çeki düzen verir, ağzımızı açmayız, kalemimizi oynatmayız, işimize gücümüze bakarız. Aylar öncesi aldığım karar bu yöndeydi zaten. Fakat bilmenizi isterim ki biz cesur adamlarız, cesaretle her şart ve ortamda sizin yolunuzda verdiğimiz emeğin çeyreğini başka bir lider, başka bir siyasi parti için verseydik şu anda bir yerlerde çoktan söz sahibi olmuştuk! Bunu da biliyoruz. Bizim yüzümüzde maske yok, hiç kimseye ayarda vermiyoruz. Bugünler adına endişelerimiz vardı onları dile getirdik, gelecek adına endişelerimiz devam ediyor.

Son olarak, toplumda genel algı; "Reis'te sıkıntı yok, çevresinde sorun var" şeklindeydi.


Fakat siz bu saatten sonra radikal adımlar atmazsanız algı tersine dönecek, bu da son eleştirim olsun. Herhangi bir maske takmadan eleştiriyorum belirteyim. Her doğru her yerde söylenmez düsturunuzu biliyorum, bence her doğru tam zamanında ve mekanında söylenmelidir! Testi kırıldıktan sonra tokadın anlamı yoktur. Küp şeker çaya düştü ,erimeye başladı, biz de diyoruz ki hepsi erimeden kaşığı daldırın çaya, kalan şekeri çıkarın çaydan, ERİMESİN!


Son olarak, iktidara geldiğiniz günden itibaren paradan attığınız 6 sıfır, ilk zamanlarda doların 2 lira seviyesine düşmesi, yollar, köprüler, metrolar, hava alanları, üniversiteler, ihalar, sihalar, savaş gemileri, yerli otomobiller unutulmaz, unutmayacağız. Düşüncelerimizde ve durduğumuz yerde bir değişiklik yok.
Bir adım geri attık. Bundan sonra eleştiride yok. Herhangi bir sözümüz de yok. Etrafınızdaki bazı kişiler gibi size toz pembe bir tabloda çizemeyiz. Haddimizi bilir yerimizde otururuz. Bakalım Mevla neyler, neylerse güzel eyler.


Son sözüm değişmez ,
Allah vatana millete zeval vermesin.
Vesselam.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Doğan Çağlar Arşivi