Değerli dostlar değerli okuyucular, ittihat ve terakki cemiyetinin mimarlarından, büyük komutan, Edirne Fatihi, Türkistan fedaisi, Turan neferi kahraman Enver Paşa ile Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin kurucusu, kahraman, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk arasında, Kurtuluş savaşı zamanında yaşananları tarihten biliyoruz.

Kaderin cilvesidirki, rütbe, kıdem ve iktidar anlamında Enver Paşa'nın çok gerisinde olan Gazi Mustafa Kemal Paşa, Enver Paşa Türkistan'da iken, kendisi Anadolu’da Kurtuluş Savaşını başlatmış, Allah’ın yardımı, kahraman Türk askerinin mücadelesi ile muvaffak olmuş, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin doğal olarak kurucusu olmuştur.

Enver Paşa da, Musafa Kemal Paşa da aynı cemiyetin, aynı zihniyetin mensubudurlar. İttihat ve tarakkicidirler.

Devleti kurmak Mustafa Kemal Atatürk‘e nasip olmuştur.

Değerli dostlar,

Günümüzde bizlerde bir tarafız. Bir düşünce akımının içindeyiz.

Bir cemiyetin içindeyiz.

Bir davamız var.

Bu dava uğruna bir mücadelemiz de var. Bizi ekranlardan tanıyan, yazılarımızı okuyanlarda bizi bilirler, bilmeyenlerde kendileri gibi bilirler.

Karşımızda bulunan bloğun, içinde bulunduğu ihanete varan duruş, bizi bağlı olduğumuz düşünceye daha da kenetlemiş, fikriyatımızı perçinlemiştir.

CHP'nin son yıllarda PKK'nın siyasi uzantısı, moral motivasyon görevlisi malum partiye destek vermesi, özerklik vaatleri, bu partinin terörist liderlerine selam durması, içimizdeki Türk milliyetçisi duyguları daha da alevlendirmiştir.

Müslüman coğrafyadaki din kardeşlerimizin maruz kaldığı Haçlı-Siyonist soykırım, yüreğimizdeki ümmetçi duyguları körüklemiştir.

Safımız daha sıkı ve belirgin olmuştur.

Fakat itiraf etmeliyim ki, desteklediğimiz iktidarın kudretli Enver paşaları ile ters düşer olduk.

Aynı dava uğruna mücadele versekte, eleştirdiğimiz çok konu olmuştur.

Uzun zamandır gündemden düşürmediğim makamlardaki değişim konusu, kişisel başarıların tespit edilmemesi ve ödüllendirmemesi konusu, çözüm sürecinde uygulanan yöntem, dış politikada uygulanan yöntem, terörle mücadelede tercih edilen yöntem, başlıca fikir ayrılığı yaşadığımız konular olmuştur. Suriye iç savaşının ilk günlerinden itibaren gömüldüğümüz sözde stratejik derinlik, en başından beri büyük Ortadoğu projesinin adım adım hayata geçmesine engel olamayaşımız en çok eleştirdiğim konuların başında gelir!

Terör ile mücadelede, teşkilatı mahsusanın günümüze uyarlanmış halininin kurulması, PKK ile mücadelede gayri nizami harp edecek bir ordunun hayata geçirilmesi hep gündemimde olmuştur.

Yazdım, TV'lere çıktım konuştum.

Ama duyanlar duymamazlıktan geldi, görenler görmezlikten geldi!

Çünkü onlar Enver Paşa gibi kudretli, en doğruyu bilen ve kahraman olmaya en layık olanlardı!

Bizler kimdik ki!

Neden dikkate alınmalıydık!

Biz sadece neferdik, onlar kudretli, güçlü olağan üstü makam sahipleri idi!

Bir kahraman olacaksa onlar olmalıydılar!

Her şeyin en iyisini en doğrusunu bilen onlar!

İşte o sebeple diyorum, onlar Enver Paşa olsun, biz Mustafa Kemal olmaya razıyız.

Gün gelecek, bu devran dönecek, mücadele bize nasip olacak, sizlere söyleyipte kabul ettiremediğimiz tüm doğrular için mücadele edeceğiz, muzaffer olmak bize nasip olacak.

Sizin kadar kudretli ve güçlü olmayan bizler.

Evet aynı yoldayız ama biz farklı düşünüyoruz!

Türkiye’nin geleceğinde yeni oluşumlar içinde elbette yer bulup, mücadelemizi vereceğiz.

Bakalım Mevla neyler, neylerse güzel eyler.

Son sözüm değişmez.

Allah vatana millete zeval vermesin.

Vesselam.