Erdoğan'ın İstanbul Stratejisi: Çoğu değil Tamamı!

Yerel yönetimler seçimleri yaklaşırken rekabet de kızışıyor. Hem İyi Parti’nin hem TKP’nin hem de DEM Parti’nin İstanbul’dan aday çıkarma hazırlıkları yapması Millet İttifakı’nda, Y. Refah Partisi’nin İstanbul adayı çıkarma hazırlığı da Cumhur İttifakı’nda aritmetiği değiştirebilir.

Normal şartlarda bir İstanbul seçmeni olarak çok heyecanlı olduğumu söyleyemem. Tek bildiğim İstanbul’da artık sansasyon, polemik ve tartışma görmekten yorulduğumuz. Mesela şu soru geliyor aklıma, “Çalıştırılmıyoruz, engelleniyoruz” diye diye beş yılı tamamlamaya hazırlanan İmamoğlu’nun vaadi bir beş yıl daha çalıştırılmamak mı? Velev ki gerçekten çalıştırılmıyor olsun, yani merkezi hükümetle yerel yönetim uyuşmazlığı yüzünden neden bir beş yıl daha kaybedelim?

Murat Kurum ismi açıklanınca bir nebze heyecanlandım. Sessiz, icraatçı, şov peşinde koşmayan, iş yaparken gürültü çıkartmayan bir isim. Ama Sayın Kurum’un da Sayın Erdoğan’ın da şu soruya cevap vermesi gerekiyor: Kanal İstanbul’la ilgili kararları nedir? Bu ekonomik koşullarda zor olmasının yanı sıra Kanal İstanbul projesinin sosyal medya hesabı tam bir yıldır hiç paylaşım yapmamış. Bu vazgeçildiği anlamına geliyorsa bence bunu açıklamalılar.

Murat Kurum’dan sonra İlçe Belediye Başkan adayları da açıklanınca benim zihnimde bir tablo belirdi. Örneğin Maltepe adayı Kadem Ekşi’yi çok uzun yıllardır takip ediyorum. Aday gösterildiğine hem çok şaşırdım, hem çok sevindim. CV’ye bakınız, 1990 yılında İstanbul Ünv. Müh. Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümünden mezun. 1992 yılına kadar Bayındırlık ve İskan Bakanlığı bünyesinde mühendis. 1993’den beri kendi şirketinde mimarlık ve mühendislik alanında, proje ve müşavirlik hizmetleri, inşaat alanında konut yapımı, yer bilimleri kapsamında geoteknik çalışmaları. Boğaziçi Üniversitesi Çevre bilimleri Enstitüsü’nde Ekoloji üzerine, Bahçeşehir Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi üzerine akademik çalışmalar yapmış.

Şimdi Kadem Ekşi’nin bu CV’sine bakan apolitik bir vatandaş olarak düşünelim, bu kişinin hangi partiden olduğunun önemi var mı? Liyakat diyorduk ya, alın size liyakat. Benzer bir durum İBB’de Murat Kurum’da da var. Murat Kurum AK Parti’de il başkanlığı mı yaptı? İl yönetiminde mi bulundu? Hayır. Teknokrattı. Yani işinin ehli bir isimdi. Bir başka benzer isim, Fatih’te Ergün Turan. İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü'nden mezun. TOKİ Başkanlığı yapmış bir isim. Bizzat tanırım, eğriye eğri, doğruya doğru der. Siyasette hamaset yapmaz.

Mesela çok ilginç bir isim daha, Ali Talip Özdemir. Hani Murat Kurum eski Çevre Bakanı ya, hah işte Ali Talip Özdemir de Türkiye’nin ilk Çevre bakanı, 48. Mesut Yılmaz Hükümetinde bu bakanlığı kuran isim. Bakırköy’ün çok uzun yıllar önce başkanlığını yaptı, iki dönem vekilliği var.

Bütün bu tabloya baktığımda beni çok şaşırtan bir resim görüyorum. Gelin ben size Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çizdiği büyük İstanbul resmini tarif etmeye çalışayım.

Erdoğan İstanbul’un tamamını istiyor.

Bu tablo bunun göstergesi. Seçmene “Hangi düşüncede, hangi ideolojide olduğunun önemi yok. Partileri, fikirleri, görüşleri boşver. Hem işinin ehli, hem de Ankara ile eşgüdümlü çalışacak kadrolara oyunu ver. Kadıköy’de de, Maltepe’de de, Şişli’de de oyunu bize ver.” diyor.

Bence Murat Kurum ve tüm ilçe adayları da kurgularını buna göre yapıyordur, yapmıyorsa da yapmalıdır. Kendine oy toplamak değil, her adayın her ilçedeki diğer adaylara oy toplayacağı, “Sadece benim kazanmam önemli değil, yan ilçede de şu arkadaşıma, ilde de Murat Kurum’a kazandırın ki eşgüdümlü bir şekilde İstanbul’un tamamında çalışalım” demelidir. Çünkü bir seçmen sadece bir ilçenin seçmeni ama kardeşi başka ilçede, kuzeni başka ilçede, iş arkadaşı başka ilçede. Bir ilçede işyeri olup başka ilçede oturanlar var. En az sosyal insanın bile en azından beş ilçede çevresi var.

Sadece bu da değil, mesela Kadem Ekşi. Maltepe’yi kazandı diyelim, sadece Maltepe’de mi kalmalı? Bence hayır. Örneğin Murat Kurum İstanbul’u, x sayıda AK Partili başkan adayı da kendi ilçelerini kazandı diyelim. Tüm ilçe belediye başkanlarının doğal İBB Başkan yardımcısı gibi çalışması, böyle konumlandırılması gerekir. Böyle olursa ve olacağı da beyan edilirse ehliyetli, liyakatli kadrolar göreve gelir.

Benim okumam bu şekilde. İnce elenmiş, sık dokunmuş, kimi zaman ters köşe, beklenmeyen adaylarla Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ekibi İstanbul’a sıkı çalışmış.

Bir de şu gerçek var, geçen seçimde her ne kadar Ekrem İmamoğlu seçimi kendisinin kazandığını düşünse de o dönem için bilinirliği çok düşüktü, oyu da kendisinin değildi. Bu gerçeği fark etse şu anda ne Murat Kurum’un başkanlık ihtimalini konuşurduk, ne de buna gerek duyardık ama o oyu cepte görmesi İmamoğlu’na pahalıya mal oldu. Geçen seçim AK Parti’nin attığı yanlış adımlara karşı tepki oyları nasıl İmamoğlu’nu başkan yaptıysa bu seçim de İmamoğlu’na yönelen tepki oyları rakibini başkan yapabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ömer Ekinci Arşivi