Uluslararası krizlerde Türk istihbaratı diplomasisi

Uluslararası krizlerde Türk istihbaratı diplomasisi
Güvenlik ve İstihbarat Uzmanı Tuğba Koç Uluslararası krizlerde Türk istihbaratı diplomasisini yazdı.

Günümüz teknolojik gelişmelerine bakıldığında istihbarat teşkilatlarının birçoğu, tamamını olmasa da potansiyel kriz ve tehditleri önceden tespit edebilme, değerlendirme ve istihbarat tekniklerine uygun şekilde operasyona dönüştürebilme kapasitesine sahiptir. Bu sayede devletler, krizlere hazırlıklı olabilmekte ve önleyici tedbirler (proxy) alabilmektedir. Yakın geçmişte istihbarat birimlerinin en önemli başarı faktörü olan bu özellikler, günümüz istihbarat birimlerinin faaliyet ve etki alanları açısından bakıldığında başat unsur olma niteliğini kaybetmektedir. Bunun en büyük etkeni ise istihbarat teşkilatlarının faaliyet alanını yalnızca bilgi toplama olarak sınırlandırmaması, başka bir anlatımla faaliyet alanını farklı yöntemler kullanmak suretiyle genişletmesidir zira istihbarat birimlerinin geliştirilmesi ve değişen durumlara göre kendisini sürekli güncellemesi, bir ülkenin savunma sanayi, askeri, ekonomi ve diplomasi alanlarında da etkin olabilmesi için hayati önem taşımaktadır.

Geleneksel istihbarat faaliyetleri bilgi toplama ve devletlerin birbirlerinin stratejilerini anlamlandırmasına odaklanmıştır. Bu teşkilatların uluslararası krizlerdeki etkinliği, istihbarat tekniklerinin etkin kullanılmasına, uluslararası iş birliği ağlarına ve hedefledikleri stratejik amaçların gerçekleşebilme oransallığına bağlıdır. Her krizin benzersiz dinamikleri olduğu gerçeğinden yola çıkılarak istihbarat faaliyetlerine bağlı analiz kabiliyeti; krizlerin seyrini değiştirme veya devletlerin kriz yönetimine katkıda bulunma potansiyelinin en önemli parçası olarak karşımızda durmaktadır.

Tarihsel olarak da Türk devlet kültüründe her zaman önemli olan istihbarat faaliyetleri, bugüne kadar sürekli kendini yenileyen dinamik yapısı ve aynı zamanda güçlü bir devlet geleneğini sürdürmesi başarıyı beraberinde getirmiş ve özelinde Milli İstihbarat Teşkilatı, bugün uluslararası krizlerde yürüttüğü diplomasi ile Türkiye’nin küresel anlamda önemli bir aktör olmasını sağlamıştır. Milli İstihbarat Teşkilatı’nın küresel ölçekte göstermiş olduğu taktiksel eğilim, hedef belirleme ve kriz yönetimi anlayışı ise diğer istihbarat örgütlerinin dikkatini üzerine çekmiştir. Nitekim Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın göreve gelmesi ile birlikte dış ilişkilerdeki ikili ve çoklu görüşme yoğunluğu, alınan sonuçlar ve kararlı politik duruşlar bahsettiğim diplomasinin bir sonucu olarak karşımızda durmaktadır.

Özellikle 2010 Yılı’ndan sonra güncellenen ve hatta zamanının ötesine geçen Türk istihbarat anlayışı, devletin ve toplumun istikrarı için istihbaratın çağa uygun olarak modernize edilmesinin önemini göstermek açısından önemini göstermiştir. Zamanın gerekliliklerinin gerisinde kalan bir istihbarat teşkilatının, zincirleme bir reaksiyon ile devleti de zayıflatacağı gerçeğinden yola çıkarak; yakın zamanda bölgesinde meydana gelen krizlerde arabulucu ve kolaylaştırıcı aktör olarak yer alan Türkiye’nin, yürüttüğü güçlü istihbarat diplomasisi sayesinde, Ukrayna ve Filistin meselelerinde görüldüğü üzere çözümün en önemli parçası olduğu bugün bütün dünyanın kabul edeceği bir gerçek halini almıştır. Türkiye gibi jeopolitik ve stratejik konuma sahip bir ülkenin köklü bir teşkilata sahip olması, geleneğe sadık kalması ve aynı zamanda modernleşmesi devletin ve toplumun güvenliğini sağlamakla birlikte bölgesel ve uluslararası ilişkiler açısından da ülkeyi önemli bir aktör haline getirmektedir. Türkiye’nin Libya, Suriye ve Filistin konularında arabulucu ve kolaylaştırıcı ülke olarak diğer lider ülkeler ile bulunduğu masada söz sahibi olmasının ve hatta oyun kurucu ülke olmasının tesisinde güçlü dış politika ve diplomasinin yanı sıra yürüttüğü istihbarat diplomasisinin etkisini asla göz ardı etmemek gerekir.

Güncel gelişmeler karşısında dahi kendisini yenileme kapasitesine sahip hale gelen Milli İstihbarat Teşkilatı, özellikle 2020 ve sonrasında hem dünyada hem de bölgesel olarak meydana gelen olaylar karşısında yapısal olarak bir dizi değişiklik ve adaptasyon eğilimi göstermiştir. Esasen bu eğilimler hem iç hem de dış tehditlere karşı daha etkin bir mücadele stratejisi geliştirmeyi amaçlamaktadır. Zira 2020 ve sonrasında MİT’in yurtiçi ve yurt dışı operasyon kapasitesinin artırıldığı ve daha proaktif bir rol oynadığı görülmektedir. Teşkilatın artırılan teknolojik kabiliyetleri hem iç hem de dış tehditlere karşı daha etkin bir mücadele yürütmesini sağlamaktadır. Buradaki önemli nokta MİT’in yalnızca iç güvenlik hususunda değil ancak bölgesel ve uluslararası güvenlik ve istikrar hususunda elde ettiği rol ve edindiği kapasitedir. Bu kapasite sayesinde dünyanın birçok bölgesinde aynı anda operasyonel faaliyet yürütebilen birkaç istihbarat kuruluşu arasında gösterilen Milli İstihbarat Teşkilatı’nın, eş zamanlı ve sistematik hedefleme ve analiz kapasitesi, netice olarak devlet politikasına yön veren diplomasiye de hatırı sayılır derecede etki edebilecek seviyeye gelmiştir. Özellikle Hakan Fidan’ın başkanlığı döneminde yayınlanan son 2 faaliyet raporundaki “istihbarat diplomasisi” vurgusu da tam olarak bunu göstermektedir.

Milli İstihbarat Teşkilatı’nın yukarıda özetlenen geleneksel ve çağa uygun şekilde yenilenen anlayışı, son dönemlerde özellikle Türk savunma sanayi şirketleri ve kurumları tarafından geliştirilen savunma sanayi teknolojisi ile birlikte uluslararası güvenlikte önemli başarılara tevil edilmiştir. İstihbaratın özellikle sınır ötesi operasyonlarda yerli ve milli SİHA ve İHA’lar ile operasyonel kabiliyeti arttırılması, sadece teknolojik bir hamle olarak değerlendirmenin de ötesinde, F35 krizinde olduğu gibi ileride ülkemizi muhtaç etmeyecek bir şekilde dizayn edildiğini göstermiştir. Bütün bunların yanında değeri azımsanmayacak derecedeki insani ve diplomatik girişimler, Türkiye’nin hem bölgesel hem de küresel politikalarını şekillendirme ve uluslararası toplumla iletişim hususunda sahadaki dinamiklerin dengesi açısından istihbarat servisinin başarısının kritik rolünü gözler önüne sermiştir. Unutulmamalıdır ki; iyi istihbarat sadece güvenlikle ilgili konularda değil aynı zamanda ekonomik, teknolojik ve çevresel gibi geniş bir yelpazede uluslararası ilişkilerin her alanında iyi diplomasiyi destekleyen temel bir devleti yönetme mekanizmasıdır.

Bilgi tek başına bir güçtür.
Bacon

Kaynak:Master Haber