Avukat Anıl Cumhuriyet, masterhaber.com’a konuştu! Depremzedelerin maddi ve manevi tazminat isteme hakkı var!

6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depreminin ardından tam 1 yıl geçti. Aradan geçen zamana rağmen acılar halen çok taze…

14 milyon insanın etkilendiği depremde resmi rakamlara göre 50 binin üzerinde insan yaşamını yitirdi. Depremin hemen ardından başlatılan soruşturmalar neticesinde müteahhitler ve inşaatın yapımında sorumluluğu bulunanlar hakkında ceza yargılamaları başladı.

Bunun yanı sıra depremde vefat eden kişilerin yakınları tarafından kusur ve sorumlulukları bulunan idari kurumlara karşı maddi ve manevi tazminat talepli davalar açılmaya başlandı.

Avukat Anıl Cumhuriyet, masterhaber.com'a özel açıklamalarda bulundu.

Avukat Cumhuriyet, 6 Şubat depreminde depremzedelerin maddi ve manevi tazminat isteme haklarının ne olduğunu anlattı.

MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT TALEPLİ DAVALAR NASIL AÇILIYOR?

Depremde yakınlarını kaybeden kişilerin, denetim, yaptırım ve deprem sonrası faaliyet sorumluluğunda kusuru bulunan idari kurumlardan maddi ve manevi tazminat isteme hakları bulunmaktadır. Bu durumda, deprem nedeniyle; eşini, çocuklarını, annesini, babasını, kardeşlerini kaybeden kişiler destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemiyle idareler aleyhine tazminat davası açabiliyor.

Kişilerin bu tazminatı alabilmesi için öncelikle denetim ve yaptırım sorumluluğu hususunda kusuru bulunan idari birimlere yazılı bir başvuru yapmaları gerekmektedir. Başvuruya karşı idarenin red cevabı vermesi ya da 30 gün içinde cevap vermemesi durumunda kişiler ilgili İdare Mahkemelerine başvurarak ilgili İdari kurumlar aleyhine dava açmak suretiyle süreci başlatabilirler ancak dikkat edilmesi gereken önemli bir konu ise zamanaşımı süresidir.

“ZAMANAŞIMI SÜRESİNE DİKKAT EDİLMESİ GEREKİYOR”

İdari Yargı'da açılacak tazminat davalarında zamanaşımı süresi zarara uğrayanların haksız ve hukuka aykırı eylemi öğrenmelerinden başlayarak 1 yıldır. Bu süre 11 Şubat 2023 tarihinde yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile olağanüstü hâl ilan edilen illerde gerçek ve tüzel kişiler ile aynı tarihte bu illerde bulunan kişiler bakımından 2 ay süreyle uzatılmıştır. İdareye başvuru yaparken ve dava açarken bu süreye dikkat edilmesi önem taşımaktadır.

“YARGILAMALAR DEVAM EDİYOR“

Diğer yandan devam eden yargılamalarda alınan bilirkişi raporları kapsamında idarelerin kusurlu olduğuna dikkat çekilmiştir. Ayrıca Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 2008/11 Esas 2009/3108 Karar 17.12.2009 Tarihli kararında; “Örneğin, deprem bölgesi olarak saptanan bir alanda deprem mevzuatına uygun yapılaşma koşullarına aykırı olarak inşaat ruhsatı verilmesi, fay hattının yapılaşmaya açılması gibi durumlarda ilgili idarelerin deprem sonucu bir bölgedeki doğan zarardan kusurları oranında sorumlu tutulacağı tabiidir.” şeklinde görüş bildirmiştir. Bu karardan da anlaşılacağı üzere İdarenin denetim ve yaptırım sorumluluğu bulunduğu durumlarda kusuru oranında sorumlu tutulacağı açıkça hüküm altına alınmıştır.

“HUKUKİ SÜRECİN HIZLI VE DOĞRU BİR ŞEKİLDE SONUÇLANMASI İÇİN GEREKLİ ADIMLAR ATILIYOR”

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç deprem bölgesindeki yargı faaliyetlerini yakından takip ettiklerini dile getirerek şu açıklamalarda bulundu:

“Bölgeye ilk etapta bin hakim ve savcı görevlendirdik. Bölgeye 984 bilirkişi gönderildi. Enkazlar kaldırılmadan delillerin toplanması gerekiyordu. Tüm binalardan deliller toplandı. Bölgede de 538 adli tıp personeli çalışmaları tamamladılar. Bölgede adliye konutlarının yapımlarıyla ilgili çalışmalar devam ediyor. Yeni mahkemelerin kurulması gerekiyordu. Gaziantep'te 3 tane yeni idari dava mahkemesi kurulmasını sağladık. 75 idari hâkim atamasını da gerçekleştirdik. Bölgedeki hâkim ve savcı sayımızı artırmış olduk. 58 yeni mahkeme kurduk. Yargı süreçlerinin aksamadan devam etmesini, oradaki inşa sürecinin aksamaması anlamında önemli tedbirler aldık. “

Depremde maddi ve manevi kayıplar yaşayan vatandaşlarımızın mağduriyetlerinin giderilmesi noktasında yargının en üst düzeyde hassasiyet göstereceğine, depremzedelerin mağdur edilmeyeceğine ve hukukun hızlı bir şekilde tecelli edeceğine inancımız her zaman tamdır.