Daha önce görülmeyen hastalıklar hortladı! Aşı reddinde salgın ve ölüm tehlikesi

Daha önce görülmeyen hastalıklar hortladı! Aşı reddinde salgın ve ölüm tehlikesi
Artan aşı reddi özellikle çocuklar arasında daha önce görülmeyen hastalıkları ortaya çıkardı. 30 bine yakın aşı reddinin olduğunu belirten uzmanlar oran artarsa ileride birçok salgının olacağını ve çocukların hayatını kaybedebileceğini söyledi.

Pandemiden sonra toplumda aşı reddi oranı ciddi oranda arttı. Pek çok hastalığın önlenmesini sağlayan aşıların reddi hastalıklara davetiye çıkardı.

İHA'da yer alan habere göre, Sultangazi Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mine Gürsaç Çelik, çocuklar başta olmak üzere tüm toplumun korunması amacıyla aşının büyük önem taşıdığına dikkat çekti. Hastanenin Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği İdari Sorumlusu Doç. Dr. Kamil Şahin ve Yeni Doğan Yoğun Bakım Ünitesi’nden Uzm. Dr. Burcu Cebeci de aşı retleri sonrası uzun süredir görmedikleri vakaları görmeye başladıklarını aktardı.

Doç. Dr. Şahin ve Dr. Cebeci, yeni doğanda kızamık ve boğmaca vakalarıyla karşılaştıklarını aktarırken tedavisi yoğun bakımda devam eden hayati risk taşıyan bebekler olduğunu ifade ederek vatandaşlara uyarılarda bulundu.

AŞI REDDİ 30 BİNLERİ BULDU

Vatandaşların doktorların tavsiyelerine kulak vermesi gerektiğini belirten Sultangazi Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mine Gürsaç Çelik, "Şu an için 30 binler civarında bir aşı reddi var, bu aşı reddinin 100, 150 binleri zorlaması bizi, sağlık sistemimizi de zor durumda bırakabilir. Bir salgından söz etmemiz şu an için çok mümkün değil ancak aşı reddi 100 binleri bulursa böyle bir tehlikeyle karşı karşıya kalabiliriz.

Aşı yaptırmamak kişilerin kendi tercihi olabilir ancak aşı yaptırmadıkları çocuklarının çevredeki diğer çocuklarla temas hallerinde diğer çocukları da riske atmış olacaklar. Belki bunu hiç bilmiyorlar biz sağlıkçıların amacı da aslında bunu duyurmak. Lütfen duyarlı olalım, aşılarını zamanında yaptırtalım hem kendi çocuklarını hem de diğer çocukları, toplumu koruyalım. İleride yaşanabilecek sorunlar veya sağlık sistemimize getirebileceği yük açısından bunu istirham ediyorum. Yeni doğan döneminde aşılama programı da başlamadığı için yetişkinlerin de o noktada aşılı olması gerekir. Yeni doğanların korunması yetişkinlerin aşılı olmasından geçiyor. Herkes çocukluk çağında aşılarını olursa hatta koza stratejisiyle yakınları da aşılanırsa erişkin aşılamasından bahsediyoruz, o yeni doğanları ancak öyle koruyabiliriz” dedi.

'AŞI REDDİ SALGINA SEBEP'

Aşı reddi oranının artması halinde birçok salgının görülebileceği ve olumsuz sonuçlarla karşılaşılabileceğini belirten Çocuk Kliniği İdari Sorumlusu Doç. Dr. Kamil Şahin sözlerini şöyle sürdürdü: "Maalesef önceki yıllarda sık görmediğimiz tek tük de olsa kızamık vakaları geliyor. Bunların bir kısmı aşılanmamış hastalar, Türkiye’de 30 binleri bulan aşı reddi nedeniyle bu vakaları tek tük de olsa görmeye başladık. Korunmanın tek yolu ya hastalığı geçireceksiniz bağışıklık sağlanması için ya da aşı olacaksınız. Küçük bir iğneyle sonuçları çok kötü olan, öldürebilen hastalıklara karşı aslında korunmuş oluyorsunuz.

Kızamık için konuşursak koridordan kızamıklı bir hasta öksüre öksüre geçse yüzde 90 aşılanmamış bireylere bulaştırıyor, hastalığın nasıl seyredeceği maalesef belli olmuyor. Yüzde 30’unda zatürreye varan durumlar olabiliyor, maalesef ölümle sonuçlanan vakalar da var. Aşı retlerinin artmaması, ailelerin bunların önemine vakıf olup aşılarını yaptırmaları lazım. Kızamık aynı grip gibi başlıyor, ateş öksürük, burun akıntısı, gözlerde kızarıklık ve bu maalesef bu dönemde de bulaştırmaya devam ediyor.

'BİRÇOK ÇOCUK HAYATINI KAYBEDEBİLİR'

'Çocuğum grip oldu' diye aileler okula gönderiyorlar, 4-5 gün sonra döküntü çıkıyor. Duyarlı bireyler fazlaysa tüm temas ettiği kişilere bulaşıyor, bu şekilde de çok hızlı yayılmaya neden oluyor. Anne aşılı ya da geçirmişse anneden geçen antikorlar 3-9 ay arası bebekleri koruyabiliyor ama bu her bebek için farklı olabiliyor. Erken doğanlarda bu koruma daha az oluyor. Yine de anne aşısızsa yeni doğan döneminde de kızamık görülebiliyor, bu tabi daha nadir, boğmaca açısından daha farklı. Boğmaca ve kızamık vakaları hastanemizde var. Şu anda da kliniğimizde 11 aylık daha aşısını yaptırmamış, yoğun bakımda ölüm riski devam eden bir hastamız var. Aşı reddi çok artarsa Türk toplumunda ileride birçok salgınlar görebiliriz ve birçok çocuk hayatını kaybedebilir"

GÖRÜLMEYEN VAKALAR ORTAYA ÇIKTI

Bebeklerde yaş düştükçe hastalıklar beraber oluşan riskin arttığını söyleyen Dr. Cebeci, “Özellikle yeni doğan döneminde yüzde 60-70’ye kadar bildirilen mortalite oranları var, şu an bir bebeğimizin klinik durumu giderek ağırlaştığı için solunum cihazına bağlı takip etmekteyiz. Belirli bir sayının üstüne çıktıktan sonra zaten engelleme şansımız olmuyor. Yaklaşık 4-5 yıl öncesine kadar neredeyse hiç boğmaca vakası görmüyorduk, son yıllarda biraz aşı reddi olayı arttığı için giderek hiç görmediğimiz vakaları görmeye başladık. Ölüm olmasa bile çok ağır bir akciğer yetmezliği tablosundan geçerse bebek, oksijen bağımlı, evde ventilatörle bakım ya da yaşam boyu kronik akciğer hastalığıyla da devam etme gibi komplikasyonlar olabiliyor.

Yeni doğan dönemindeki bebeklerimizi biz takvim yaşı gelmediği için aşılatarak koruyamadığımız için en önemli silahımız çevresini, ailesinden başlayarak ve onların korunmasıyla hastalıkları önleme şansımız var. 'Benim bebeğime bir şey olmaz' diye hiçbir ailenin rehavete kapılmaması gerekiyor, bu risk herkes için geçerli. Bu bebekleri temas izolasyonu olan tekli küvözlerde yatırarak takip ediyoruz. Tabi ki bu şartların temas izolasyonunun sağlandığı oda sayısı da her ünitede belirli kapasitede. O yüzden vaka sayılarındaki artışla birlikte bu hastaların bakımı, yatış süreleri ve tedavi süresine göre de ünitelerin bu bebeklere ayırması gereken yerlerle ilgili de sıkıntı yaşama ihtimali çok yüksek. Özellikle negatif basınçlı, temas izolasyonu gereken özel giyinilip, maske takılıp bakılması gereken bebekler” dedi.

Kaynak:İHA