'Organ nakli olan hastaların, tüp bebek tedavilerinde dondurulmuş embriyo transferi yapılmalı'
Sağlık Bakanlığı'nın 2023 verilerine göre Türkiye'de organ nakli bekleyen hasta sayısı yaklaşık 30 bin. Bu hastaların yüzde 30-35' i de üreme çağındaki kadınlardan oluşuyor. "Özellikle böbrek ve karaciğer nakli bekleyen hastalar, eğer hastalıkları ileri evrelerde ise birçok hormonal değişikliğe maruz kalmakla birlikte adet düzensizlikleri ve yumurtlama sorunları yaşamaktadır" diye belirten Bahçeci Tüp Bebek doktorlarından Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Güvenç Karlıkaya; “Bu hastalar nakil sonrasında doğal yolla gebelik elde etme şansına kavuşabilirler ancak hastalığın getirdiği ek sağlık problemleri ve nakil sonrasında kullanılan ilaçların etkisi spontan gebelik ihtimalini azaltmaktadır.
Dolayısı ile bu hasta gruplarında belirli bir bekleme süresinin içerisinde doğal yolla gebelik oluşmazsa tüp bebek tedavisine başlamak faydalı olacaktır. Tüp bebek tedavisi uygulanan nakilli hastalarda hormonların normal değerlere gelmesini beklemek için taze embriyo transferi yerine dondurulmuş embriyo transferi tercih edilmeli, çoğul gebeliğin risklerinden kaçınmak için tek embriyo transferi yapılmalı ve gebelik takiplerinde multidisipliner bir yaklaşım gösterilmelidir" dedi.
'NAKİL OLAN HASTA GRUPLARINDA DOĞAL YOLLA GEBELİK ELDE ETME ŞANSI DÜŞÜKTÜR'
Özellikle böbrek ve karaciğer nakli olmayı bekleyen hastaların eğer hastalıkları ileri evrelerde ise birçok hormonal metabolik değişikliklere maruz kaldığını belirten Doç. Dr. Karlıkaya, "Aynı zamanda bu hastalarda adet düzensizlikleri ve yumurtlama sorunları sıkça görülmektedir. Hastaların başarılı geçen nakilleri sonrasında üreme yeteneklerini geri kazandıkları, doğal yolla gebelik elde etme şansına kavuştukları görülmektedir ancak gebelik potansiyelleri bu problemi yaşamayan kişilere göre daha düşüktür. Hastalığın getirdiği ek sağlık problemleri, nakil sonrasında kullanılan ilaçlar ve ilerleyen yaşa bağlı olarak bu hasta gruplarında spontan gebelik beklentisi azalmaktadır. Bu sebeple nakil olan hastalarda belirli bir bekleme süresinin içerisinde doğal yolla gebelik oluşmazsa tüp bebek tedavisine başlamak faydalı olacaktır. Nakil sonrası gebelik için önerilen süre nakil yapılan organa, kullanılan ilaçların tipine ve nakil edilen organın iyi çalıştığından emin olunmasına göre değişiklik gösterir. Bu süre böbrek naklinde ortalama bir yıldır; diğer organ nakillerinde ise en az iki ya da üç yıl beklenmesi önerilmektedir" diye konuştu.
'ÇOĞUL GEBELİĞİN OLUŞTURACAĞI RİSKLERİ ÖNLEMEK İÇİN TEK EMBRİYO TRANSFER EDİLMELİ'
Doç. Dr. Karlıkaya, "Tüp bebek uygulamalarında birtakım ilaçlarla yumurtlamanın artırılması hedeflenmektedir. Bu ilaçlar vücutta hem hormonal hem de metabolik açıdan birçok değişikliğe yol açmaktadır. Bu değişiklikler sağlıklı bireylerde kolayca tolere edilebilirken nakilli bireylerde hem vücuda hem de nakil yapılan organa büyük yük bindirmektedir. Dolayısı ile bu hastalarda tüp bebek tedavileri planlanırken hastayı çok fazla yormayacak, hormonlarını çok fazla yükseltmeyecek tedaviler uygulanmalıdır. Nakilli bireylerin yumurta toplama işleminde de çok dikkatli olunmalı, olası kanama ve organ yaralanması ihtimallerine karşın azami dikkat gösterilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte nakil olan hastalarda taze embriyo transferi yerine dondurulmuş embriyo transferini tercih etmek ve hormonların normalleşmesini beklemek tercih edilmelidir. Ayrıca bu hastalarda çoğul gebeliklerin oluşturacağı riskleri önlemek için tek embriyo transferi yapılmalıdır" ifadelerini kullandı.
'NAKİL OLAN ANNE ADAYLARININ GEBELİK TAKİBİNDE MULTİDİSİPLİNER YAKLAŞIM GÖSTERİLMELİ'
Organ nakli olan kadınların gebelikleri yüksek riskli gebelikler kategorisinde sayıldığını aktaran Doç. Dr. Karlıkaya, "Bunun çeşitli nedenleri vardır; bunlardan en önemlisi, hastaların nakile neden olan hastalıklarının sağlıkları üzerinde kronik olumsuzluklar yaratmış olma ihtimali yüksektir. Bunun dışında nakil sonrası kullanılan ilaçlar hem anne hem de fetus üzerinde etki gösterebilir. Aynı zamanda gebelik süresince büyüyen rahim, nakil edilen organa bası yapabilir. Bu sebeplerden dolayı nakilli anne adaylarının gebelik takiplerinde multidisipliner bir yaklaşım gösterilmeli, bu hastalar yüksek riskli gebeliklerde uzmanlaşmış bir kadın doğum uzmanı tarafından takip edilmeli; bunun yanı sıra mutlaka nakil alanında uzmanlaşmış hekimler ile sıklıkla konsülte edilmelidir. Bu hastaların takipleri ve doğumları tam teşekküllü hastanelerde yapılmalıdır. Ayrıca bu hastalarda bebeğin gelişimi ve anne adayının vital fonksiyonları da dikkatle takip edilmeli; özellikle tansiyon ve kilo kontrol altında tutulmalıdır. Nakilli hastaların gebelikleri hem anne ve bebek sağlığı ile ilgili problemler açısından hem de erken doğum açısından risk taşımaktadır. Bununla birlikte özellikle böbrek naklinde, nakil edilen böbrek rahmin bulunduğu alana yerleştirilir. Bu durumda gebelikte büyüyen rahim böbreğe baskı yapar. Bu nedenle doğumun, bebeğin anne karnı dışında yani doğum sonrasında yaşayabileceği en erken döneme göre planlanması gerekmektedir. Ayrıca nakil olan hastaların doğumlarında sezaryen doğum şekli büyük bir oran olsa da yapılan çalışmalar uygun vakalarda vajinal doğumun yapılabileceğini; dikkatli bir doğum eylemi takibi ve sonrasında gerçekleşecek vajnal doğumun hem anne hem de bebek için daha sağlıklı sonuçlar verdiğini göstermiştir" dedi.