Dr. İlkut Taha Taslı

Dr. İlkut Taha Taslı

Terörün Provokasyon Stratejisi ve Van Merkezli Olaylar

2 ve 3 Nisan tarihleri, PKK/KCK terör örgütünün kanunsuz sokak eylemleri girişimlerine şahitlik etti. Van başta olmak üzere 14 ilde terör örgütü adına, çöp konteynerleri ve lastiklerle yol kapatarak havai fişek, taş, EYP ve molotofkokteyli ile şiddet içerikli gösteriler düzenlendi.

Bahse konu olaylar, Van’da büyükşehir belediye başkanlığı seçimini kazanan adayın seçilme şartlarını sağlamaması çerçevesinde, büyükşehir belediye başkanlığı mazbatasının Van İl Seçim Kurulu tarafından seçimi ikinci sırada kazanan adaya verilmesi “gerekçe” göstererek düzenlendi. Bu iki günde, sosyal medyada öyle bir ortam oluştu ki PKK’nın şiddete başvurmasını normalleştiren “analizler” dahi gördük. Neticede hukuki bir süreç söz konusu oldu ve tartışmalar YSK kararı ile neticelendi.

Bu yazıda, kendi doğal mecrasında neticelenen sürecin, terör örgütünün provokasyon stratejisindeki ve propagandasındaki yerini konu etmek istiyorum.

Aslında provokasyonlar, oy verme günü başladı. Van merkezli olaylardan önce Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki bazı kentlerde oy verme işlemi sırasında demokratik hakkını kullanan kamu görevlilerine yönelik tahrikler provokasyon stratejisinin ilk adımlarıydı.

2-3 Nisan tarihlerindeki provokasyon stratejisinin basamaklarıysa şu şekilde:

  • İlk basamak, hukuki sorunları ve terör örgütüyle ilişkisi olan bir aday tercih edilerek seçimler öncesinde demokratik meşruiyet sorununa yol açılmasıydı. Tabi bu noktada aday tercihlerinde Kandil’in etkili olduğunu belirtmek gerek.
  • İkinci basamak, hukuki sürecin DEM Partili kişi ve organlarca yeterince takip edilmemesi, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin kararının yeterince irdelenmemesi ya da irdelense dahi “faydalı” görülerek karardaki handikapların görmezden gelinmesi.
  • Üçüncü basamak, terör örgütüne yönelik övücü propagandayla anılan adayda ısrar edilmesi. Zira belediye meclisi yoluyla aynı partiden bir başka ismin belediye başkanı olarak seçilmesi de mümkündü. Ancak örgüt propagandası yapan o adayda ısrarcı olunarak örgütsel bir yaklaşım sergilendi.
  • Dördüncü ve en kritik basamak ise seçim sonrasında, örgüt partisine müzahir kimselerin şiddet içerikli kanunsuz eylemlere teşvik edilmesi. Sokaklara inerek kamu düzenini bozmaya yönelen bu eylemler, terörün provokasyon stratejisi doğrultusunda sivillerle kamu otoritesi arasında asimetrik çatışma oluşturmaya yönelik bir girişim. Akla ilk gelense 6-8 Ekim Olayları.

40 yılı aşkın süredir bu ve benzeri pek çok örgütsel provokasyon girişimi, Devlet/Hükümetin kararlı yaklaşımı ve milletin sağduyusu doğrultusunda akim bırakıldı. Buna rağmen terör örgütü, YSK tarafından verilen yargı kararını, kendi zaferi gibi sunarak araçsallaştırma arayışında.

Bahse konu YSK kararı, PKK/KCK terör örgütü tarafından “direniş” ve “zafer” olarak lanse edildi.

PKK/KCK Yürütme Konseyi tarafından yapılan açıklamada “Van halkının 2 Nisan’da başlayan ve 3 Nisan’da zaferle sonuçlanan direnişi bir devrimdir. Van halkı, tümüyle kendi politik bilinci, iradesi ve dinamiğiyle geliştirdiği yeni serhildan tarzıyla Kürdistan Özgürlük Mücadelesinde yeni bir aşamayı başlatmıştır.” hususları iddia edildi.

Bir başka ifadeyle, örgüt, sineğin yağını çıkarma derdinde. Yukarıda, PKK/KCK Yürütme Konseyi açıklamasında ilk işaretleri görüldüğü üzere “sokaklardaki direniş ile devlete boyun eğdirdik, zafer kazandık” propagandası yapılıyor/yapılacak. Toplumda bir karşılığı olmasa da bu, örgütün iç propagandası bakımından kendi kadro ve kitlesine sunacağı dönemsel bir argüman olarak öne çıkıyor.

Not: Terörün provokasyon stratejisi hakkında daha detaylı bir okuma için Dr. Hasan Deniz PEKŞEN’in Güç Sarkaçları Silahlı Çatışmaların Melezleşmesinin Maliyet Bazlı Bir Analizi (1945-2015) adlı eserini öneririm.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. İlkut Taha Taslı Arşivi