Düşman oku sizi hak ehline götürür!

Düşman oku sizi hak ehline götürür!

Hatırlarsanız geçen hafta Yunan Milli Savunma Bakanı Dendias 7 Aralık 2023 tarihli Atina Bildirgesi’nin mürekkebi kurumadan Türkiye’den meydan okurcasına şu taleplerde bulunmuştur;

1- Yunanistan’ın karasularının genişletmesine engel görülen TBMM’nin 1995 yılındaki deklarasyonunun iptali.

2- Libya-Türkiye Deniz Yetki Alanları Sınırlandırma Antlaşması’nın iptal edilmesi,

3- Mavi Vatan Doktrini’nden vazgeçilmesi

Hatta Mavi Vatan Doktrininden bahsederken “saçma” diye bir nitelendirmede de bulunmuştur.

Aynı şekilde FETÖ mensupları da (örgüt liderinin daha önce verdiği “Yunanistan dış politikasını desteklenmesi” yönündeki talimatı çerçevesinde) Libya Antlaşması’ndan ve Mavi Vatan’dan vazgeçilmesi gerektiği yönünde sosyal medyadan çeşitli açıklamalar yapmışlardır.

Hatta sınav hırsızlığıyla Dışişleri Bakanlığı’na girmiş ve meslek memuru olmuş ancak 15 Temmuz 2016 sonrasında yurtdışına firar etmiş ve kamu görevinden çıkarılmış bazı FETÖ mensupları da kendilerini diplomat(!!) ve deniz, hukukçu, akademisyen(!!) şeklinde tanıtarak Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin alanı ancak şu olabilir diyerek aşağıdaki haritaları 3-4 senedir sosyal medyadan yaymaya çalışmaktadırlar.

FETÖ’nün ve Yunanistan’ın Mavi Vatan’a ve Doğu Akdeniz’deki Mavi Vatan parçasına saldırmasını normal karşılayabiliriz. Ancak bizim içimizdeki bazılarının Yunanistan ve FETÖ söylemleriyle Mavi Vatan’a saldırmasını anlamak ya da kabul etmek mümkün değildir.

FETÖ’nün ve Yunanlar’ın yanı sıra bazıları, hatta bazı emekli diplomatlar dahi, gerçekten iç siyasete o kadar bulaşmış ki, muhalefet edeyim derken milli hak ve menfaatlerimize de zarar veriyorlar.

Mavi Vatan’ı da hükümetin enstrümanı olarak görüyor, muhalefet edeyim derken Türk milletinin hak ve menfaatlerini görmüyorlar, eleştirmek için Yunan ve FETÖ ne diyorsa onu diyorlar.

Çok yazık…

Halbuki Mavi Vatan;

Türkiye Cumhuriyetinin uluslararası hukuktan kaynaklanan hak ve menfaatleri çerçevesinde ilan edilmiş ya da ilan etmesi gereken deniz yetki alanları olup,

Bu denizlerdeki hak ve menfaatlerimizin nasıl korunup, kullanılıp, geliştirileceğini anlatır.

Bundan kim niye rahatsız olur ki?

- Buna kimler “hurafe”, “saçmalık”, “Avrasyacılık”, “sarmal” vs der ki?

- Daha aşağıdaki İstanbul Üniversitesi'nin uluslararası bilimsel kitabı olarak çıkan “MAVİ VATAN; BİR HARİTA VE BİR DOKTRİN KİTABI, TÜRKİYE’NİN DENİZLERDEKİ MİSAKI MİLLİSİ” kitabımı dahi okumadan, böyle konuşanlar, hakaret edenler gerçekten ya cahildir ya da haindir!

Kitabı okumak isteyenler için linkini buraya bırakıyorum

https://cdn.istanbul.edu.tr/file/JTA6CLJ8T5/D88DC8FD97204E25AF68D3E92891EB13

Haritada Bir Koordinatı Dahi İşaretleyemeyenler Başımıza Deniz Hukukçu Kesildiler

Dünyanın yuvarlak olduğunu bilmeyen;
- Türkiye ile Libya’nın,
- Türkiye ile Filistin'in,
- Türkiye ile İsrail’in karşılıklı kıyısı olduğunu kavrayamayan;
- Bu konudaki ulusal ve uluslararası anlaşmaları okumaya bile üşenen;
- Deniz Hukukundan haberi olmayan;
- Bir koordinat verildiğinde haritada gösteremeyecek olan

Bazı aktif ve emekli bürokratların Mavi Vatanı Hegel diyalektiğinin bir parçası olarak kullandıklarını görmekteyiz.

FETÖ mensuplarının yaptığı gibi Yunanistan’ın talebi olarak gibi Sevilla Haritasını bir tarafa koymakta, karşısına da Mavi Vatanı koyarak (sanki Mavi Vatan, Sevilla Üniversitesi Haritasına karşı bir tepkiymiş gibi göstererek) ve her ikisini de maksimalistmiş gibi göstererek sözde ortalama adil bir çözüm önerisi ve haritası sunmaya kalkmaktadırlar.

Aynen FETÖ’nün yaptığı gibi…

Halbuki; Deniz hukukuna göre Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de anakarasının Rodos Adasının doğusunda Mısır kıyılarıyla ve GKRY ile anlaşma yapılabilecek 400 mil mesafeden daha uzak olması ve Yunanistan’ın bir takımada devleti olmaması nedeniyle Yunanistan Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanı paylaşımı yapabilecek bir pozisyonda değildir.

İşte bu “Doğu Akdeniz’de Yunanistan ile adil bir paylaşım mümkündür” sözleriyle adeta “şeytanın sağdan yanaşması gibi” Doğu Akdeniz’de Yunanistan’ın hakkı olmadığı halde hak tanıyan bir takım alternatif haritaların ilgili ve sorumlu makamdakilere ve dahi siyasilere sunulduğu endişesini taşıyorum.

Yunanistan Yunan talebi Sevilla Haritasını tez olarak bir tarafa koymakta karşısına anti tez olarak Mavi Vatanı koyarak yönlendirme kabiliyetleri olan siyasilere şeytanın sağ taraftan yaklaşması gibi yaklaşmaktadırlar.

Nasıl Mı Şeytanın Yanaştığı Gibi Sağdan Yanaşıyorlar?

Türkiye’yi Antalya Körfezine hapsetmeyi öngören Sevilla Haritasının bir ütopya olduğunu kabul ettiklerini belirterek konuşmaya başlıyorlar, ancak Mavi Vatanın da sanki bir öz eleştiriymiş gibi maksimalist olduğunu ifade ederek konuşmalarını devam ettiriyorlar.

Arka kapılarda tez ve anti teze karşılık uzlaşma ve çözüm önerisi olarak Yunanistan ile pazarlığa oturmayı yeni bir harita ya da kaynakların nasıl paylaşılacağı konusunda anlaşmayı sentez olarak teklif ediyorlar.

Antalya körfezinin dışına bu şekilde çıkmayı başarı addederek siyasileri planlarına ortak etmeye çalışıyorlar.

Sayın siyasilerimiz ve yöneticilerimiz lütfen bu oyuna gelmeyiniz.

Bugün bu tip bürokratlar ve akademisyenler tarafından uzlaşma diye önünüze konulanın tıpkı Milli Mücadele zamanında olduğu gibi başkentin Kayseri’ye taşınması, İstanbul’dan vazgeçme tekliflerinden farklı olmadığını hatırlatmak isterim.

Bu teklife o zaman Millet iradesi nasıl hayır dediyse, bugün de sizin ve milli irademizin “hayır” demeye muktedir olduğuna inanıyorum.

Nitekim 27 Kasım 2019 tarihinde Libya ile imzalanan Deniz Yetki Alanlarını Sınırlandırma Anlaşması tüm bu baskı ve telkinlere siyasi ve milli iradenin bir cevabı olmuştur.

Mavi Vatan milletimizin denizlerdeki Misak-ı Millisidir. Hiçbir akıl oyununa ya da pazarlık masasına konu edinilmemelidir.

Yüce milletimizin bir bütün olarak sahiplendiği ve takipçisi olduğu milli davalardan birisidir.

Uluslararası hukuk ilkelerinin tamamına uygun ve hakça paylaşımı esas alınarak, uzlaşma ve çözüm diye bazılarının ağzına almaktan bile imtina ettiği Mavi Vatan’ın bir köşesinde dahi değişikliğe gitmek ya da bir damlasından vazgeçmek, Mavi Vatan’ın baştan aşağı çöküşü demek olur. Zaten nihai hedefin de bilerek ya da bilmeyerek bu olduğu görülmektedir.

Söz konusu aktif ve emekli bürokratlar ve de akademisyenler eğer anti tezlerinde bir harita kullanacaklar ise, Yunanistan’ın maksimalist mantığı ile hazırlanmış Tunus ile karşılıklı kıyımız olan bir Mavi Vatan haritasını ya da aşağıdaki diğer haritayı kendilerine kullanmaları için takdim ederiz.

İnceledikleri takdirde Mavi Vatanımızın nasıl rasyonel yani hukuki ve akılcı bir mantıkla oluşturulduğunu ve her iki taraf için başkaca yolun olmadığını göreceklerini umut ediyorum.

Başkanı olduğum Düşünce Kuruluşu Mavi Vatan Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi (@turkdegs) olarak, davet edilmemiz durumunda istenen her ortam ve çevrede Mavi Vatan ile ilgili aydınlatılması ve açıklanması istenen her konuyu tüm hukuki gerekçeleriyle birlikte koordinat koordinat anlatmayı kendimize görev addederiz.

Sonuç olarak, bazıları siyasilere;

Mavi Vatan karşıtı bu bazı emekli diplomatlar ve akademisyenler;

- “Sevilla Üniversitesi haritası da, Mavi Vatan da birer ütopya. Bunlar iki tarafa da bir şey kazandırmaz hadi gelin ortak bir zeminde uzlaşmanın yollarını bulalım” diyecekler ve

- Doğu Akdeniz’de hukuken hiç hakkı olmayan Yunanistan’a, Türkiye’nin hakkından pay verdirmeyi korkarım sanki bir rasyonel öneri gibi sunabilirler.”

Yukarıda özetle anlattığım hususlar hatırlanarak, bu hususlara istinaden böyle öneriler getirenlerin kime hizmet ettiğini Türk Milleti ve Türk Milletini yönetenler fark etmelidir.

İmam-ı Şafi Hazretleri’nin bugünlerimize rehber olacak şu sözünü de hatırlatayım;

İmam-ı Şafi Hazretleri’ne sordular; “Fitne zamanı hakkı tutanları nasıl anlarız?” Dedi ki: Düşman okunu takip ediniz sizi hak ehline götürür.

Bilinmelidir ki;

“Türkiye’nin verecek ne bir karış vatan toprağı, ne de bir damla vatan suyu vardır!”

Allah Türk Milletini ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini korusun

Türkiye Haberleri