Yaşlanmanın en belirgin özelliği: Beyazlayan saçlar eski haline döndürülebilir mi?
Saç beyazlamasının bir bağışıklık tepkisiyle ilişkili olabileceğini ortaya koyan Melissa Harris, şu anda kök hücreleri yeniden etkinleştirmenin yolları üzerinde çalışıyor.
110
Yaşlanmanın en belirgin özelliği: Beyazlayan saçlar eski haline döndürülebilir mi?
Saçların beyazlaması yaşlanmanın en göze çarpan belirtilerinden biri. Birçok kişi zamanın acımasızlığına karşı panzehiri bir şişe saç boyasında buluyor. Ağarmış saçlarını kapatmak isteyenlere geçici bir çözüm sunan bu ürünler, dünya çapında milyarlarca dolar değerinde bir sektör yaratmış durumda. Peki ama saçlar neden beyazlıyor ve bilim bir gün bunu tersine çevirmenin bir yolunu bulabilir mi?
210
Bu soruların yanıtı büyük olasılıkla saç pigmentasyonunun gerçekleştiği yerde, yani saç foliküllerimizde yatıyor. Melanositler olarak adlandırılan hücreler saç, cilt ve göz rengimizden sorumlu olan melanin pigmentini üretiyor. Ve saç rengimizin ardında yüzlerce genin rolü var, en görünür kalıtsal özelliklerimizden biri ve yüzde 99 oranında genetik olarak belirleniyor.
310
Başımızdaki her bir saç teli, büyüme döngüsünün dört aşamalı evresinden birinde bulunuyor. Bu evreleri kısaca şöyle tanımlayabiliriz: Saç hücrelerinin folikülden büyüdüğü ve yıllar süren anajen evre, Büyümenin yavaşladığı ve saçın folikülden ayrıldığı katajen (veya geçiş) evresi, Folikülün saçı bırakıp yeni bir saç çıkarmaya hazırlandığı telojen veya dinlenme evresi, Ve kafa derisinden günde düzinelerce ve bazen yüzlerce saçın döküldüğü eksojen evre.
410
Yenilenme döngüsü bu şekilde devam edip duruyor ve her folikülün kendi zaman çizelgesi var. Saç pigmentasyonu kritik anajen evresinde meydana geliyor. Döngü başladığında, bir saç folikülünün içindeki kök hücreler melanosit hücreleri ve dolayısıyla pigment üretimi gerçekleştiriyor. Bu melanositler süreç sonunda ölüyor ve büyüme döngüsü tekrarlandıkça folikül kök hücrelerden yeni melanositler üretiyor.
510
Ancak zamanla melanositler giderek gücünü kaybediyor ve en sonunda hiç pigment üretememeye başlıyor. Birmingham'daki Alabama Üniversitesi'nde biyoloji doçenti olan Melissa Harris, “Artık işlerini yapmıyorlar. Kök hücre popülasyonu da azalıyor. Bu kök hücreler kaybolduğunda bir sonraki döngü için gereken melanositlere sahip olamıyorsunuz” diyor. Sonuç: Saç teli melanin yerine hava ile doluyor ve gözlerimiz saç telini yarı saydam, soluk, gümüş rengi veya beyaz olarak algılıyor.
610
Beyazlama saç folikülünde meydana geldiğinden, bir saç folikülden çıktıktan sonra pigmenti değiştirilemez. Ancak bazı süreçler, stresin insanların ‘bir gecede’ beyazlamasına neden olabileceğine dair uzun süredir devam eden bir efsaneye akla getiriyor. Aslında stres telogen effluvium olarak bilinen, normalden daha fazla saç dökülmesine neden olan ve artık aktif olarak büyümeyen saçların sayısında artışa neden olan bir durumu tetikleyebiliyor. Böylece geride kalan saçlar arasındaki beyaz saçlar daha göze çarpıyor.
710
Melanositlerin güç kaybetmesine neden olan tek faktör elbette yaş değil. Genetik de pigment kaybında rol oynuyor. Saçların beyazlama yaşı ırk ve etnik kökene göre değişiklik gösteriyor; örneğin beyaz insanların saçları siyah insanlardan yaklaşık on yıl kadar önce beyazlıyor. Harris, yaşam tarzının da önemli olduğunu vurgulayarak, “Erken beyazlama riskini artıran bazı çevresel faktörler var” diyor.
810
Mashable’nin aktardıklarına göre, pek çok insanın saçındaki ilk beyaz teli gördüğü anı hüzünlü bir dönüm noktası olarak kabul ediyor. Ancak melanosit üreten kök hücreleri üzerinde yoğun bir şekilde çalışan Harris, bilimin yakında saçların ağarmasına neden olan süreci tersine çevirebileceğini söylüyor.
910
Saç beyazlamasının bir bağışıklık tepkisiyle ilişkili olabileceğini ortaya koyan Harris, şu anda kök hücreleri yeniden etkinleştirmenin yolları üzerinde çalışıyor. Harris'in çalışması, kök hücrelerin laboratuvarda manipüle edilebileceğini gösteren araştırmaların yanı sıra, immünoterapi tedavisinden sonra saçları yeniden renklenen bir grup akciğer kanseri hastasında yeniden pigmentasyonu ortaya koyan şaşırtıcı bir çalışmayı da destekliyor.
1010
Çalışmalar devam ediyor ve bu sadece kozmetik ile ilgili bir mesele değil. Araştırmanın insan sağlığı için çok daha kapsamlı sonuçları olabileceğini düşünen Harris, pigmentasyon sürecinin; vücudumuzun yaşlanma, stres ve çevresel faktörlere tepki verme biçimi hakkında bilime katkı sunacağını söylüyor. Ayrıca kök hücre davranışına ilişkin içgörüler, araştırmacıların kanser ve hücre yenilenmesi gibi konuları daha iyi anlamasına yardımcı olabilir.