Bakan Şimşek'ten ekonomik gidişat hakkında açıklamalar!

Bakan Şimşek, ekonomik gidişat hakkında açıklamalarda bulunuyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin ekonomik gidişatı hakkında yorumlarda bulunuyor.

''CARİ AÇIĞI AZALTTIK''

Birincil önceliğimiz ülkenin dış kırılganlığını azaltmak. Bu bizim ana hedeflerimizden bir tanesiydi. İkinci başlığımız da enflasyonu kontrol altına almak. Bizim geçen sene başlarken makro finansal istikrar derken bunu kastettik. Geçen sene mayıs ayı itibarıyla 57 milyar dolarlık cari açığımız vardı. Cari açığı 19 milyar dolar civarına indirdik. Çok önemli bir kazanım. Cari açığı önemli ölçüde azalttık. Uluslararası rezervlerimiz bugün itibarıyla 147 milyar dolar civarına çıktı. 153 milyar dolar üzerinde rezerv olacak. Net rezervlerimiz 78 milyar dolar iyileşti. Yaklaşık 90 milyar dolar üzerinde cuma günü itibarıyla iyileşme var. Bu da kırılganlığımızı azalttı. Ülkemizin uluslararası rezervleri arttı.

RİSK PRİMİ

Ülkemizin mayıs ayında risk primi çok yüksekti. 700 baz puanın üzerindeydi. Şu an itibarıyla 270'in altına düştü. Risk primimizdeki düşüş bize benzer ülkelere göre çok daha iyi. 700 baz puandan 270 baz puanın altına düşürdük. Hala yüksek ama doğru yoldayız. Dış borçlanma maliyetimiz düştü.

''GRİ LİSTE''

Türkiye gri listeden çıktı. Bu önemli bir kazanım. Yurt dışında hesap açmak zorunda kalırsanız o zaman gri listedeki ülkelerin vatandaşların şirketlerine özel bir inceleme süreci var. Bizim itibarımız arttı. Türkiye'nin itibarı arttı. Bunlar dış kırılganlığımızı azaltan, dayanıklılığımızı artıran unsurlar.

''ENFLASYON''

Enflasyonun kontrolden çıkmasını engelledik. Birincisi geçen sene Türkiye eşi benzeri görülmemiş en büyük deprem felaketini yaşadı. Sadece deprem değil tabii diğer faktörler de var. Ciddi bir bütçe açığıyla karşı karşıyaydık. Öyle bir büyük açığı bankacılık sektöründen finanse etmeye çalışırsaniz reel sektöre kaynak kalmaz. Biz tedbir aldık. Bütçe açığını yüzde 5.2'de tuttuk.

BORÇLAR

Sadece daha ucuza borçlanmıyoruz. Daha çok borçlanma imkanı, yani Türkiye'ye daha çok kaynak geliyor. Geçen sene, Ocak-Mayıs döneminde bankalarımız yurt dışına 100 dolar borç ödedikleri zaman sadece 97 dolar bulabiliyorlardı. Yani net fazla 3 dolar ödemek zorundaydılar ve pahalıydı. Bu sene 100 dolar borç ödediklerinde 150 dolardan daha fazla kaynak buluyorlar. Real sektördeki durum daha dramatik. Geçen sene reel sektör, yani büyük şirketler yurt dışına 100 dolar borç ödediklerinde 73 dolar bulabiliyorlardı. Şimdi 120 doların üzerinde. Bunlara 'rollover asyası' diyoruz. Dolayısıyla hem dış kaynağa erişim arttı, hem daha ucuza dış kaynak bulabiliyoruz, hem de daha uzun vadeli. Yani çok daha elverişli koşullarda. Bu da kalkınmayı da getiriyor beraberinde.

TÜRKİYE'NİN İTİBARI

Türkiye'nin itibarı arttı. Şimdi bunlar dış kırılganlığımızı azaltan, bünyemizi dış şoklara karşı güçlendiren, dayanıklılığımızı arttıran unsurlar. Bir şey daha hatırlarsanız, ikinci başlığımız vardı. O da enflasyonun kontrolden çıkmasını engelledik. Şimdi tabii haklı olarak belli çevreler, finans çevreleri, piyasalar, vatandaşlar diyor ki, ya geçen sene enflasyon %38-40 civarıydı. Şu anda daha yüksek. Yani siz neyi başardınız, ne değişti diyorlar, haklı olarak. Şimdi şöyle bir şey, genelde başka türlü olsaydı sorusu sorulur. Yani bu program uygulanmasa ne olurdu mesela? Bu sorulmuyor.

Birincisi, geçen sene Türkiye hakikaten eşi benzeri görülmemiş son 100 yılın en büyük bir deprem felaketini yaşamış. Bu da bütçede çok büyük bir açığa sebep olmuş. Sadece deprem değil tabii, diğer faktörler de var. Ama ciddi bir bütçe açığı ile karşı karşıyaydık. Yani geçen sene bu programı başlatmadan önce piyasanın beklentisi ve bazı tahminler, bütçe açığı milli gelirin %9.8'ine, %9'ına, %10'una ulaşır diye bir beklenti vardı. Şimdi öyle bir açık tabii çok daha enflasyonist olurdu. Ne olurdu mesela? Öyle bir büyük açığı bankacılık sektöründen finanse etmeye çalışsanız, o zaman bütün kaynakları kendinize çekmeniz lazım, reel sektöre kaynak kalmasın. Şimdi biz ne yaptık? Onun yerine tedbir aldık. Geçen sene Temmuz ayında ciddi tedbirler aldık, almak zorundaydık. Tabii ki kısmen borçlanacaksınız ama kısmen de tedbir almanız lazım.

CUMHURBAŞKANIMIZIN DESTEĞİNİ HEP HİSSETTİK

Ülkede tabi bir takım dengesizlikler var. Pandemi olmuş, savaş olmuş, deprem olmuş. Bunları görelim. Eksiklikler, yani dengesizlikler var. Ama sonuçta, biz bir program ortaya koymuşuz. Programı kararlılıkla uyguluyoruz. Ve Cumhurbaşkanımızın desteğini hep güçlü bir şekilde hissettik.

DÜNYADA TEK ÜLKEYİZ

Kredi notumuz arttı değil mi? Kredi notu son bir yılda hatta 2024 yılında her üç büyük kredi derecelendirme kuruluşu tarafından kredi notu arttırılan tek ülkeyiz dünyada tekiz. Bakın abartmıyoruz. Moody's iki kademe arttırdı. Fitch iki kademe arttırdı. Ve Standard & Poor's bir kademe arttırdı ama pozitif görünüm var. Yani siz bu programı uygularsanız arttıracağım diyor.

Enflasyon yüksekse planlama yapmak zordur. Fiyatlama zordur. Stok yönetimi zordur. Gerçekten zordur. Hatta bazı ülkelerin iş insanları yüksek enflasyon ortamında nasıl faaliyet göstereceklerini bilmiyorlar. Bir örnek vereyim. Dostumuz bir ülke. Ben bu sene dedim ki ya Türkiye'de faaliyet gösteren, önde gelen şirketlerimizin CEO'larıyla biz bir araya gelelim bir akşam. Dinleyelim yani ne sorunlar var, nasıl yardımcı olabiliriz, nasıl daha çok yatırım çekebiliriz. Türkiye'yi çok seven bir ülke. Dedim ki geçen sene sizin ülkenizden dünyaya 80 milyar doların üzerinde yatırım gitti. Çok ciddi bir yatırım. 80 milyar dolar yurt dışına yatırım yapıldı. Ama dedim Türkiye'ye çok fazla bir şey gelmemiş. Niye dedim. Biz sizinle dost değil miyiz? Açıkça öyle söyledim. Ne dediler bana? Burası bizim ikinci vatanımız. Biz burayı çok seviyoruz. Buraya yatırım yapmak istiyoruz. Ama enflasyon ortamında nasıl faaliyet göstereceğimizi bilmiyoruz

Gündem Haberleri