Geçenlerde bizimkilerle sohbet ederken televizyonda kanal turladık.
Bu arada yeni başlayan dizi tanıtımları, reklamlar film şeridi gibi geçti.
Bu seyir turunun ardından yaptığımız sohbetin ana konusu “ÜNLÜLERİN ESTETİK DEĞİŞİMİ” oluverdi.
Daha doğrusu Estetik mi? Köstetik mi? Olduğuna karar veremediğimiz “AYNILAŞMA” konusunu konuşurken bulduk kendimizi.
Malum Medikal Mezoterapik Uygulamalar, Ozon tedavisi, Fitoterapi, Kupa uygulamaları yaparak “GÜZELLİKLERE GÜZELLİK KATMAK” için elimizden geleni yapıyoruz.
Doğal olarak da ünlü veya ünsüz birine bakarken yüzüne, yüz oranlarına, cildine bakar bakmaz durum tespiti yapıyorum.

Tespitlerimi paylaşmak gerekirse:
1-    ELMACIK KEMİKLERİ ORANTISIZ BÜYÜK
2-    DUDAKLAR ORANTISIZ BÜYÜK
3-    MİMİKLER DEĞİŞMİŞ
4-    CİLDLER  YIRTILACAK GİBİ GERGİN

BİRBİRİNE BENZEYEN YÜZLERLE DOLMUŞ HER YER dedim.
Sahne Sanatları Mimiklerin Vitrinidir.
Mimikleri azalmış, donmuş Sanatçıların Mesleği de azalır, donar.
Hayranı olduğumuz Sanatçılar birbirlerine benzerlerse sıradanlaşırlar.
Sevgilerimiz de diğerleri ile aynılaşır.
Özlemeyiz.
İlgi duymayız.
Bu nedenle Sahne Sanatları ile Uğraşanlar kendilerini bekleyen bu çukura dikkat etmeliler.
Tabi ki Uygulayıcı olarak da Doktorlara çok büyük sorumluluk düşüyor.
Medikal ve Cerrahi Estetik uygulamaları yapan Meslekdaşlarım Kişiye Özel uygulamalar açısından istekli, gayretli ve yönlendirici olmakta ısrar etmeliler.
Aman “Para Kaçmasın” kaygısı ile İşlemi Talep eden kişinin yüzüne, bedenine uygun olmayan işlemler yapmamalıdır.

AYNILAŞAN DÜNYADA FARKLILIKLARIMIZI KORUMAK VE FARKLILIKLARIMIZI GÜZELLEŞTİRMELİYİZ.